Tacettin DURMUŞ / KARS
Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu tarafından Grand Ani Otel’de düzenlenen anma programında tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından Azerbaycan ve Türkiye milli marşları birlikte okundu. Kars İl Müftülüğü Şube Müdürü Muhammet Demirci’nin Kuran-ı Kerim tilavetinden sonra 20 Yanvar katliamını anlatan video gösterimi yapıldı. Ardından da İl Müftüsü Hamza Bayram şehitler için dua okudu. Anma programında Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, Kars Valisi Türker Öksüz ve Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç.Dr. Yaşar Kop gününü anlam ve önemini anlatan birer konuşma gerçekleştirdi.
Yemekli anma programında konuşan Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, 1990 yılının 19 Ocağını 20 Ocağa bağlayan gece, dönemim Sovyetler Birliği Kızıl Ordusunun ve Ermeni işbirlikçilerinin Azerbaycan’ın Bakü kentinde büyük bir katliam gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
Guliyev konuşmasında, Azerbaycan tarihinde ‘Kara Yanvar” yani “Kara Ocak” olarak acıyla anılan 20 Ocak tarihinin Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinin yeniden başlangıcı, Sovyetler Birliğinin ise çöküşünün başlangıcı olan bir tarih olduğunun altını çizdi.
BAŞKONSOLOS GULİYEV, “20 YANVARI UNUTMAYAVCAĞIZ GELECEK NESİLLERE DE UNUTURMAYACAĞIZ!”
Konuşmasında o tarihte Azerbaycan Türklerinin yaşadığı katliamı dünya durdukça anacaklarını ve yeni nesillere aktarılması için de ve canlı tutmak için Kara Yanvar şehirlerini anacaklarını söyleyen Başkonsolos Guliyev, “20 Yanvar” bizim tarihimizde Sovyetler Bitliliğinin mevcut olduğu tarihte, 1990 yılında 19 Ocağı 20 Ocağa bağladığı gecedir. O dönem Sovyetler Birliğinin başında bulunan insanlar, yanlış yatırımlar yaptırdıkları Ermenilerin desteği ile aslında onları kullanarak Azerbaycan’da Sovyetler Birliği’ni dağıtmak üzere başlattıkları bir katliamla başlattıkları bir olaydır. Birinci ve ikinci Rus - İran savaşlarından sonra 1813 ve 1828 yıllarında Türkmençay mücadelerinden sonra bilinçli olarak Çar Rusya’sı tarafından Ermeniler dünyanın çeşitli ülkelerinden göç ettirilerek, aslında göçe teşvik ettirilerek Hazar’dan Karadeniz’e kadar olan bölgeye yerleştirdiler. Bu yerleşme Çar Rusya’sının desteği ile olmuştur. Bugün de bu destek halen devam ediyor. Ama Ermeni milletine yatırım yapan Çar Rusya’sı olsun Sovyetler Birliği olsun bir şeyi maalesef ya görmediler ya da görmezden geldiler. Her zaman kapılarını onlara açan devletlere ve milletlere hıyanet eden bir ırka ve bir millete yatırım yaptılar. Türkiye’mizin tarihinden de biliyoruz ki; Ermeniler geçtiğimiz yüzyılın başlarında bugün Türkiye’mizi ve dış dünyamızı sözde soykırımla itham ediyorlar. Karabağ’da ve Hocalı’da soykırım yapan, topraklarımızı işgal eden Ermeniler oldu. Ve bunların hepsi Sovyetler Birliği’nin ordusunun destekleriyle yapıldı. Onlar da biliyorlardı ki; Sovyetlerin desteği olmasaydı bizim insanlarımız onların Azerbaycan topraklarına adım atmasına dahi müsaade etmezdiler. 20 Yanvar gecesi yüzlerce hiçbir şeyden haberi olamayan öz ülkesinde yaşayan sivil insanımız katliamcı Sovyet askerleri tarafından katledildiler. Bu aslında bu bizim ikinci bir olayımızdı? Çünkü 1920 yılının 28 Nisan’ında 11. Kızıl Ordu Bakü’ye girerek Azerbaycan’ı işgal edip Sovyetler Birliğini zorla bizlere kabul ettirdi. Ve 20 Ocak bizim Azerbaycan’da ‘Kanlı Yanvar’ dediğimiz bu tarih, Azerbaycan’ın yeniden bağımsızlığının başlamasını, Sovyetler Birliğinin ise çöküşünün başlangıcı oldu. Ve bu tarih bir daha yaşanmasın diye bugün ve her sene 33 yıldır olduğu gibi bundan sonra da devletlerimiz ve milletlerimiz durdukça biz kara günü anmak zorundayız. Çünkü bizim nesillerimizi bu acıları canlı canlı yaşadık ama bizden sonraki yeni nesiller bir daha başımıza bu oyunlar getirilmesin diye anmakla onlara bu tarihi acı hatırlarımızı aktarmakla diri ve canlı tutuyoruz ki; bundan sonraki yaşamlarımızda devletçilik hayatımızda öğle adımlar atsınlar ki; bir daha aynı tarihi yaşamayalım.
AZERBAYCAN BU TARİHTEN SONRA BAĞIMSIZLIĞINA DOĞRU HIZLA ADIMLAR ATMAYA BAŞLADI
Azerbaycan bu tarihten sonra bağımsızlığına doğru hızla adımlar atmaya başladı. Nice kanlar döküldü nice gençlerimiz, insanlarımız, askerlerimiz şehit oldu. Ama en önemlisi bu idi ki; dökülen kanlar verilen şehitlerin kanı yerde kalmadı. Biz artık 1991 yılından bu yana 32 yıldır bağımsız bir devletin mensubuyuz ve devletimizle gurur duyuyoruz. 2 yıldan fazla bir süredir dış güçlerin desteği ile işgal altında kalan Karabağ’ımızı azad ettik. Burada önemli bir nokta var; O da Ermenistan ile başlatılan bu kanlı olaylar aslında bugün Ermenistan ile adlanan bir coğrafyanın tarih boyunca Azerbaycan Türklerine ait olduğundan dolayı orada Azerbaycanlılar yaşıyorlardı. Ama bu olaylar başladığında sadece Karabağ’dan değil Ermenistan’dan da 250 binin üzerinde insanımız kovuldu bir kısmı da katledildi. Bugün azad olunmuş Karabağ’dan sonra bilindiği gibi Han kentinde bir miktar Ermeni ahalisi yaşamaya devam etmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev “Onlar ya bizim anayasamızı, bayrağımızı, kanunlarımızı, toprak bütünlüğümüzü kabul eder, bizim vatandaşımız olarak yaşar yada kapı açalım gitsinler” dedi. Ama bizim topraklarımızda bir Ermeni unsuru yaşayacaksa unutmamalıdırlar ki; 250 binin üzerinde Azerbaycan Türkünü, Ermenistan’dan ata baba yurtlarından kovulan insanlarımız da o topraklara geri dönmeyi hak ediyor. Bu da aslında bir başka tarihin başlangıcıdır. Dedi.
VALİ ÖKSÜZ “KARA YANVAR KATLİAMI, MİLLETİMİZİN EN ACILI SAYFALARINDAN BİRİ OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR.”
Anma programında konuşan Kars Valisi Türker Öksüz de Kara Yanvar katliamının, milletimizin en acılı sayfalarından biri olarak tarihe geçmiş olduğunu belirterek, “ Bugün acılı, kederli, yaslı günümüz. Bugün, Azerbaycanlı kardeşlerimizin katliama, zulme maruz kaldığı, “Kanlı Ocak” veya “Kara Yanvar” diye tarihe geçen günün yıldönümünde bir aradayız. Bu vesile ile Azerbaycan’da ve diğer coğrafyalarda katliama uğrayan kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Bundan 33 yıl önce, 20 Ocak 1990 tarihinde çocuk, genç, erkek, kadın, yaşlı gözetmeden Azerbaycanlı kardeşlerimize karşı hunharca nitelendirebileceğimiz bir katliam gerçekleştirildi. Oysa, bağımsızlık aşığı Türk ve Müslüman olan kardeşlerimizin yaptığı sadece ve sadece kutsal vatanları Karabağ’ın zorla ellerinden alınmasını sivil yolla protesto etmekti.
Kara Yanvar katliamı, milletimizin en acılı sayfalarından biri olarak tarihe geçmiştir. Kardeşlerimize karşı gerçekleştirilen bu cinayet, aslında insanlığa karşı işlenmiştir. Hukuk ve insanlık dışı bu katliam, ne yazık ki kendine “uygar” diyen dünyanın da gözleri önünde gerçekleştirilmiştir.
Azerbaycan halkı yüzyıllar boyu kalbinde yaşattığı özgürlük ve istiklalinden asla vazgeçmeyeceğini, bu kutsal hedef uğrunda canından bile vazgeçmeye hazır olduğunu maruz kaldığı bu katliamla bütün dünyaya bir kez daha duyurdu.
Tek millet iki devlet olan Türkiye ve Azerbaycan’ın her zaman, her alanda gösterdiği mücadele, dayanışma, yardımlaşma ve iş birliği takdire şayandır. Bilinmelidir ki; Türkiye ve Azerbaycan tarih boyunca, her zaman iki dost ve kardeş ülke olmuştur ve öyle de kalacaktır. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dostluğun, kardeşliğin ve her konudaki stratejik ortaklığın ilelebet süreceğine inancımız tamdır.
Dost ve kardeş Azerbaycan ile ortak acımız olan Kara Yanvar ve maruz kaldığımız diğer katliamları asla unutmayacağız. Kara Yanvar katliamına hukuki alanda da gerekli önemin verilmesi ve soykırıma sebep olanların layık oldukları cezaları almaları en büyük temennimizdir.” dedi.
Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu tarafından Grand Ani Otel’de düzenlenen anma programında tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından Azerbaycan ve Türkiye milli marşları birlikte okundu. Kars İl Müftülüğü Şube Müdürü Muhammet Demirci’nin Kuran-ı Kerim tilavetinden sonra 20 Yanvar katliamını anlatan video gösterimi yapıldı. Ardından da İl Müftüsü Hamza Bayram şehitler için dua okudu. Anma programında Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, Kars Valisi Türker Öksüz ve Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç.Dr. Yaşar Kop gününü anlam ve önemini anlatan birer konuşma gerçekleştirdi.
Yemekli anma programında konuşan Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, 1990 yılının 19 Ocağını 20 Ocağa bağlayan gece, dönemim Sovyetler Birliği Kızıl Ordusunun ve Ermeni işbirlikçilerinin Azerbaycan’ın Bakü kentinde büyük bir katliam gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
Guliyev konuşmasında, Azerbaycan tarihinde ‘Kara Yanvar” yani “Kara Ocak” olarak acıyla anılan 20 Ocak tarihinin Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinin yeniden başlangıcı, Sovyetler Birliğinin ise çöküşünün başlangıcı olan bir tarih olduğunun altını çizdi.
BAŞKONSOLOS GULİYEV, “20 YANVARI UNUTMAYAVCAĞIZ GELECEK NESİLLERE DE UNUTURMAYACAĞIZ!”
Konuşmasında o tarihte Azerbaycan Türklerinin yaşadığı katliamı dünya durdukça anacaklarını ve yeni nesillere aktarılması için de ve canlı tutmak için Kara Yanvar şehirlerini anacaklarını söyleyen Başkonsolos Guliyev, “20 Yanvar” bizim tarihimizde Sovyetler Bitliliğinin mevcut olduğu tarihte, 1990 yılında 19 Ocağı 20 Ocağa bağladığı gecedir. O dönem Sovyetler Birliğinin başında bulunan insanlar, yanlış yatırımlar yaptırdıkları Ermenilerin desteği ile aslında onları kullanarak Azerbaycan’da Sovyetler Birliği’ni dağıtmak üzere başlattıkları bir katliamla başlattıkları bir olaydır. Birinci ve ikinci Rus - İran savaşlarından sonra 1813 ve 1828 yıllarında Türkmençay mücadelerinden sonra bilinçli olarak Çar Rusya’sı tarafından Ermeniler dünyanın çeşitli ülkelerinden göç ettirilerek, aslında göçe teşvik ettirilerek Hazar’dan Karadeniz’e kadar olan bölgeye yerleştirdiler. Bu yerleşme Çar Rusya’sının desteği ile olmuştur. Bugün de bu destek halen devam ediyor. Ama Ermeni milletine yatırım yapan Çar Rusya’sı olsun Sovyetler Birliği olsun bir şeyi maalesef ya görmediler ya da görmezden geldiler. Her zaman kapılarını onlara açan devletlere ve milletlere hıyanet eden bir ırka ve bir millete yatırım yaptılar. Türkiye’mizin tarihinden de biliyoruz ki; Ermeniler geçtiğimiz yüzyılın başlarında bugün Türkiye’mizi ve dış dünyamızı sözde soykırımla itham ediyorlar. Karabağ’da ve Hocalı’da soykırım yapan, topraklarımızı işgal eden Ermeniler oldu. Ve bunların hepsi Sovyetler Birliği’nin ordusunun destekleriyle yapıldı. Onlar da biliyorlardı ki; Sovyetlerin desteği olmasaydı bizim insanlarımız onların Azerbaycan topraklarına adım atmasına dahi müsaade etmezdiler. 20 Yanvar gecesi yüzlerce hiçbir şeyden haberi olamayan öz ülkesinde yaşayan sivil insanımız katliamcı Sovyet askerleri tarafından katledildiler. Bu aslında bu bizim ikinci bir olayımızdı? Çünkü 1920 yılının 28 Nisan’ında 11. Kızıl Ordu Bakü’ye girerek Azerbaycan’ı işgal edip Sovyetler Birliğini zorla bizlere kabul ettirdi. Ve 20 Ocak bizim Azerbaycan’da ‘Kanlı Yanvar’ dediğimiz bu tarih, Azerbaycan’ın yeniden bağımsızlığının başlamasını, Sovyetler Birliğinin ise çöküşünün başlangıcı oldu. Ve bu tarih bir daha yaşanmasın diye bugün ve her sene 33 yıldır olduğu gibi bundan sonra da devletlerimiz ve milletlerimiz durdukça biz kara günü anmak zorundayız. Çünkü bizim nesillerimizi bu acıları canlı canlı yaşadık ama bizden sonraki yeni nesiller bir daha başımıza bu oyunlar getirilmesin diye anmakla onlara bu tarihi acı hatırlarımızı aktarmakla diri ve canlı tutuyoruz ki; bundan sonraki yaşamlarımızda devletçilik hayatımızda öğle adımlar atsınlar ki; bir daha aynı tarihi yaşamayalım.
AZERBAYCAN BU TARİHTEN SONRA BAĞIMSIZLIĞINA DOĞRU HIZLA ADIMLAR ATMAYA BAŞLADI
Azerbaycan bu tarihten sonra bağımsızlığına doğru hızla adımlar atmaya başladı. Nice kanlar döküldü nice gençlerimiz, insanlarımız, askerlerimiz şehit oldu. Ama en önemlisi bu idi ki; dökülen kanlar verilen şehitlerin kanı yerde kalmadı. Biz artık 1991 yılından bu yana 32 yıldır bağımsız bir devletin mensubuyuz ve devletimizle gurur duyuyoruz. 2 yıldan fazla bir süredir dış güçlerin desteği ile işgal altında kalan Karabağ’ımızı azad ettik. Burada önemli bir nokta var; O da Ermenistan ile başlatılan bu kanlı olaylar aslında bugün Ermenistan ile adlanan bir coğrafyanın tarih boyunca Azerbaycan Türklerine ait olduğundan dolayı orada Azerbaycanlılar yaşıyorlardı. Ama bu olaylar başladığında sadece Karabağ’dan değil Ermenistan’dan da 250 binin üzerinde insanımız kovuldu bir kısmı da katledildi. Bugün azad olunmuş Karabağ’dan sonra bilindiği gibi Han kentinde bir miktar Ermeni ahalisi yaşamaya devam etmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev “Onlar ya bizim anayasamızı, bayrağımızı, kanunlarımızı, toprak bütünlüğümüzü kabul eder, bizim vatandaşımız olarak yaşar yada kapı açalım gitsinler” dedi. Ama bizim topraklarımızda bir Ermeni unsuru yaşayacaksa unutmamalıdırlar ki; 250 binin üzerinde Azerbaycan Türkünü, Ermenistan’dan ata baba yurtlarından kovulan insanlarımız da o topraklara geri dönmeyi hak ediyor. Bu da aslında bir başka tarihin başlangıcıdır. Dedi.
VALİ ÖKSÜZ “KARA YANVAR KATLİAMI, MİLLETİMİZİN EN ACILI SAYFALARINDAN BİRİ OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR.”
Anma programında konuşan Kars Valisi Türker Öksüz de Kara Yanvar katliamının, milletimizin en acılı sayfalarından biri olarak tarihe geçmiş olduğunu belirterek, “ Bugün acılı, kederli, yaslı günümüz. Bugün, Azerbaycanlı kardeşlerimizin katliama, zulme maruz kaldığı, “Kanlı Ocak” veya “Kara Yanvar” diye tarihe geçen günün yıldönümünde bir aradayız. Bu vesile ile Azerbaycan’da ve diğer coğrafyalarda katliama uğrayan kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Bundan 33 yıl önce, 20 Ocak 1990 tarihinde çocuk, genç, erkek, kadın, yaşlı gözetmeden Azerbaycanlı kardeşlerimize karşı hunharca nitelendirebileceğimiz bir katliam gerçekleştirildi. Oysa, bağımsızlık aşığı Türk ve Müslüman olan kardeşlerimizin yaptığı sadece ve sadece kutsal vatanları Karabağ’ın zorla ellerinden alınmasını sivil yolla protesto etmekti.
Kara Yanvar katliamı, milletimizin en acılı sayfalarından biri olarak tarihe geçmiştir. Kardeşlerimize karşı gerçekleştirilen bu cinayet, aslında insanlığa karşı işlenmiştir. Hukuk ve insanlık dışı bu katliam, ne yazık ki kendine “uygar” diyen dünyanın da gözleri önünde gerçekleştirilmiştir.
Azerbaycan halkı yüzyıllar boyu kalbinde yaşattığı özgürlük ve istiklalinden asla vazgeçmeyeceğini, bu kutsal hedef uğrunda canından bile vazgeçmeye hazır olduğunu maruz kaldığı bu katliamla bütün dünyaya bir kez daha duyurdu.
Tek millet iki devlet olan Türkiye ve Azerbaycan’ın her zaman, her alanda gösterdiği mücadele, dayanışma, yardımlaşma ve iş birliği takdire şayandır. Bilinmelidir ki; Türkiye ve Azerbaycan tarih boyunca, her zaman iki dost ve kardeş ülke olmuştur ve öyle de kalacaktır. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dostluğun, kardeşliğin ve her konudaki stratejik ortaklığın ilelebet süreceğine inancımız tamdır.
Dost ve kardeş Azerbaycan ile ortak acımız olan Kara Yanvar ve maruz kaldığımız diğer katliamları asla unutmayacağız. Kara Yanvar katliamına hukuki alanda da gerekli önemin verilmesi ve soykırıma sebep olanların layık oldukları cezaları almaları en büyük temennimizdir.” dedi.