İlklerle bilinen ve anılan bir şehirde, yaşayanların yitirilenleri iyi bilenlerden olması talihsizlik!
Bilmek güzel ama hatırlamak acı veriyor!
Kars uzun yıllardır kar misali eriyor.
Bilenler çaresizliğin anaforunda kahrolmaya devam ediyor.
Nereye kadar !
Gelin birlikte hafızalarımızı tazeleyelim.
Türklerin Anadolu’ya ilk giriş kenti.
İlk Şehir Madalyası ile Gazi unvanını alan kent.
5 Kasım 1918’de Kars İslâm Şurasıyla ilk direnişi başlatan kent.
Bu örgütlenmeyi “Anadolu’nun ilk Cumhuriyeti” vasfıyla kadın erkek eşitliği temelinde anayasasına yazdıran ilk kent.
Cumhuriyet sonrası kendi sınır kapısından ilk ihracatı başlatan kent.
Bunun ülke ölçeğindeki payını inanılmayacak ölçüde tek başına yüzde 3’lere taşıyan ilk kent.
Bu avantajıyla 1930’larda bolluk, bereket ve her tür ürün olduğu kent
Abartısız söylüyorum bu niteliklerin daha onlarcasını saymak mümkün.
Ama bunlar “mazide kaldı” diyebilirsiniz. O zaman atlayalım daha yakın tarihlere bakalım.
Gönüllülük temelinde kurulan Kent Konseyi ile halkın yönetime katılımını sağlayıp örnek alınan kent.
“İlk” ne denli güzelse “tek” kalmak o denli kötü: hastanesi olup yeterli sağlık hizmeti verilemediğinden tahliller için dahi Erzurum’a, diğer illere sevk veren, yollarda ölen insanlarına üzülmek dışında bir şey yapmayan tek il, ilimiz Kars.
Stadyumu olmayan, modern bir otogarı bulunmayan tek il, ilimiz Kars.
Koca şehir tekleyedursun: alışkanlıklarını sürdürmek isteyenlere; bu topraklara ve insanlarına ne kattın sorusuna cevap veremeyenlere, seçim dönemlerinde akıllarına gelenlere, söylenebilecek söz daha önceleri nerede olduklarıdır.
Yaşanan büyük göçe, can çekişen hayvancılığından, turizmine, bitmiş ekonomisine, şimdi en üst liglerde olması gerekirken dibe vurmuş Kars Sporu'na, sanatından biten festivallerine, yitirilen onca şeye seyirci kalmaya devam mı?
Nereye kadar?
Son söz ise demokrasiyi yaşama ve yaşatma iddiası olanlara: Tarafsız bir kamuoyu yoklamasıyla, yüreği ülkesi ve kenti için atanlara, heyecanı, projesi olan, bu kötü gidişata dur diyecek mücadeleci insanlara bu fırsatı tanımak olacaktır.
Saygılarımla…
Bilmek güzel ama hatırlamak acı veriyor!
Kars uzun yıllardır kar misali eriyor.
Bilenler çaresizliğin anaforunda kahrolmaya devam ediyor.
Nereye kadar !
Gelin birlikte hafızalarımızı tazeleyelim.
Türklerin Anadolu’ya ilk giriş kenti.
İlk Şehir Madalyası ile Gazi unvanını alan kent.
5 Kasım 1918’de Kars İslâm Şurasıyla ilk direnişi başlatan kent.
Bu örgütlenmeyi “Anadolu’nun ilk Cumhuriyeti” vasfıyla kadın erkek eşitliği temelinde anayasasına yazdıran ilk kent.
Cumhuriyet sonrası kendi sınır kapısından ilk ihracatı başlatan kent.
Bunun ülke ölçeğindeki payını inanılmayacak ölçüde tek başına yüzde 3’lere taşıyan ilk kent.
Bu avantajıyla 1930’larda bolluk, bereket ve her tür ürün olduğu kent
Abartısız söylüyorum bu niteliklerin daha onlarcasını saymak mümkün.
Ama bunlar “mazide kaldı” diyebilirsiniz. O zaman atlayalım daha yakın tarihlere bakalım.
Gönüllülük temelinde kurulan Kent Konseyi ile halkın yönetime katılımını sağlayıp örnek alınan kent.
“İlk” ne denli güzelse “tek” kalmak o denli kötü: hastanesi olup yeterli sağlık hizmeti verilemediğinden tahliller için dahi Erzurum’a, diğer illere sevk veren, yollarda ölen insanlarına üzülmek dışında bir şey yapmayan tek il, ilimiz Kars.
Stadyumu olmayan, modern bir otogarı bulunmayan tek il, ilimiz Kars.
Koca şehir tekleyedursun: alışkanlıklarını sürdürmek isteyenlere; bu topraklara ve insanlarına ne kattın sorusuna cevap veremeyenlere, seçim dönemlerinde akıllarına gelenlere, söylenebilecek söz daha önceleri nerede olduklarıdır.
Yaşanan büyük göçe, can çekişen hayvancılığından, turizmine, bitmiş ekonomisine, şimdi en üst liglerde olması gerekirken dibe vurmuş Kars Sporu'na, sanatından biten festivallerine, yitirilen onca şeye seyirci kalmaya devam mı?
Nereye kadar?
Son söz ise demokrasiyi yaşama ve yaşatma iddiası olanlara: Tarafsız bir kamuoyu yoklamasıyla, yüreği ülkesi ve kenti için atanlara, heyecanı, projesi olan, bu kötü gidişata dur diyecek mücadeleci insanlara bu fırsatı tanımak olacaktır.
Saygılarımla…