Tacettin DURMUŞ
Toplantıya, Ardahan Valisi Hüseyin Öner, Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Ağrı Valisi Osman Varol, Erzurum Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgödek, DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal ve Aras Havzası’nın içerisinde yer alan yöneticiler katıldı.
Toplantı; 18 Ocak 2019 tarih ve 30659 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyetleri Ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurullarının Teşekkülü, Görevleri, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğe istinaden gerçekleştirildi.
Toplantıda DSİ Bölge Müdürlüğünce hazırlanan ‘Taşkın’ konulu salyt gösterisi ve kamu spotlarının izlenmesinin ardından sırasıyla; Havza Yönetimi İzleme ve Tahsisler Şube Müdürü Can Aslanoğlu ‘Taşkınlar’ konulu, Ziraat Mühendisi Gökhan Can ‘Kuraklık’ konulu ve Proje ve İnşaat Şube Müdürü Arif Yanık da, Kars Atıksu Toplama ve Artma Tesisleri konulu sunumlar yaptılar.
Yapılan konuşmaların ardından Ardahan Valisi Hüseyin Öner, Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Ağrı Valisi Osman Varol, Erzurum Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgödek ve heyet üyeleri de söz alarak görüş ve önerilerini dile getirdiler. Dile getirilen dilek ve öneriler, Vali Türker Öksüz ve Bölge Müdürü Şükrü Baysal tarafından daha sonra da değerlendirilmek üzere kayıt altına alındı.
Toplantının açılış konuşması yapan DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal, “İklim değişikliği bir neticesi olarak daha önceleri kısa ve uzun vadeli yağan yağışlar öyle ki 1 yılda yağması gereken yağış yurdumuzun değişik yerlerine 1 saatte düşebilmektedir. Bu da tabi ki şiddeti fazla olduğu için taşkınlara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle dere yataklarına yapılan müdahalelere karşı toplumumuzun ve idarecilerimizin toplumsal farkındalık oluşturulması, bu konuda bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir.” dedi.
Kars Valisi Türker Öksüz ise “Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 71’i sularla kaplıdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık yüzde 97,5’ini suları tuzlu olan deniz ve okyanuslar; yüzde 2,5’lik kısmını ise buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturmaktadır. Tatlı suların yaklaşık yüzde 99,7’lik kısmı buzullar ve yer altı sularında bulunmaktadır. Dolayısıyla yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmı yani binde 3’ü yüzey sularından oluşmaktadır. Temel yaşam kaynağı olan suyun önemi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle; su ve su kaynaklarının korunması ve etkin şekilde değerlendirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Yeryüzündeki su kaynaklarının çok az bir kısmı içilebilir ve kullanılabilir durumdadır. Günümüzde dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşılık içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları ise azalmaktadır. Bu durum da, suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Birçok ülke şimdiden su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmış vaziyettedir. Dünya nüfusunun yüzde 30’undan fazlası yetersiz su kaynağı problemiyle mücadele etmektedir. Hızla artan nüfus, artan kullanım gereksinimleri, doğal dengeyi bozabilen iklim değişiklikleri, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanım gibi birçok sebepten dolayı önümüzdeki on yıl içinde dünya nüfusunun yüzde 60’ının su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülmektedir. 2025 yılında 2 milyara yakın insanın su sıkıntısı çekeceği öngörülmüştür. Konuyu ülkemiz özelinde değerlendirdiğimizde; ülkemizin, sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığı hatta su fakiri bir ülke konumunda olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki nüfus artış hızına göre çok yakın zamanda su kıtlığı çeken ülke konumuna gelebileceğiz. Aras Nehri Havzası ülkemiz ve bölgemiz için elbette çok önemli bir konumdadır. Sahip olunan bu havzanın etkin yönetimi, sudan en etkin şekilde yararlanılması, zaman zaman meydana gelen su baskınları ve taşkınlardan insanlarımızın korunması, sulak alanların korunması, içme suyunun etkin şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. İyi planlama yaparak, Valiliklerimiz ve Kurumlarımız arasında koordinasyon sağlayarak toplantılarımızı amacına ulaştırılması çok önemlidir. Bu manada; hepimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.” şeklinde konuştu.
Öksüz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım ve hayvancılığın yoğun bir şekilde yürütüldüğü bölgemizde, içme ve kullanma suyu temin edilmesi ne kadar önemliyse, su kaynaklarının kirletilmesini önlemek de en az onun kadar önemlidir. Bu nedenle; suyumuzun ihtiyacımız kadar kullanmasının önemli olduğu kadar, su kaynaklarımızın korunması için farkındalık yaratmamız da bir o kadar önemlidir. Diğer yandan ülkemizin çeşitli yörelerinde olduğu gibi Kars ve bölgemizin diğer illerinde de 2021 yılında birçok taşkın yaşanmıştır. Taşkını tamamen önlenebilecek bir durum değildir ancak zararlarını en aza indirmek elimizdedir. Bu nedenle taşkın öncesinde, taşkın esnasında ve taşkın sonrasında neler yapılması gerektiği hakkında bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı, dere yataklarına müdahale edilmemeli ve kirletilmemelidir. Bu hususta hepimizin, ilgili tüm kurumların, hatta tüm vatandaşlarımıza büyük sorumluluk düşmektedir. Etkin bir koordinasyon ve işbirliğiyle gereken çalışmaları yapmamız gerekmektedir. Çok kıymetli kurul üyelerimizin etkin katılımı suretiyle, sorun, darboğaz ve önerilerin tartışılması ve sonuçta alınacak kararların Havza Yönetimi Merkez Kuruluna bildirilmesi farkındalık ve çözüm için zemin oluşturacaktır.” Şeklinde ifadeler kullandı.
Toplantıya, Ardahan Valisi Hüseyin Öner, Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Ağrı Valisi Osman Varol, Erzurum Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgödek, DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal ve Aras Havzası’nın içerisinde yer alan yöneticiler katıldı.
Toplantı; 18 Ocak 2019 tarih ve 30659 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyetleri Ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurullarının Teşekkülü, Görevleri, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğe istinaden gerçekleştirildi.
Toplantıda DSİ Bölge Müdürlüğünce hazırlanan ‘Taşkın’ konulu salyt gösterisi ve kamu spotlarının izlenmesinin ardından sırasıyla; Havza Yönetimi İzleme ve Tahsisler Şube Müdürü Can Aslanoğlu ‘Taşkınlar’ konulu, Ziraat Mühendisi Gökhan Can ‘Kuraklık’ konulu ve Proje ve İnşaat Şube Müdürü Arif Yanık da, Kars Atıksu Toplama ve Artma Tesisleri konulu sunumlar yaptılar.
Yapılan konuşmaların ardından Ardahan Valisi Hüseyin Öner, Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Ağrı Valisi Osman Varol, Erzurum Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgödek ve heyet üyeleri de söz alarak görüş ve önerilerini dile getirdiler. Dile getirilen dilek ve öneriler, Vali Türker Öksüz ve Bölge Müdürü Şükrü Baysal tarafından daha sonra da değerlendirilmek üzere kayıt altına alındı.
Toplantının açılış konuşması yapan DSİ 24. Bölge Müdürü Şükrü Baysal, “İklim değişikliği bir neticesi olarak daha önceleri kısa ve uzun vadeli yağan yağışlar öyle ki 1 yılda yağması gereken yağış yurdumuzun değişik yerlerine 1 saatte düşebilmektedir. Bu da tabi ki şiddeti fazla olduğu için taşkınlara sebebiyet vermektedir. Bu nedenle dere yataklarına yapılan müdahalelere karşı toplumumuzun ve idarecilerimizin toplumsal farkındalık oluşturulması, bu konuda bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir.” dedi.
Kars Valisi Türker Öksüz ise “Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 71’i sularla kaplıdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık yüzde 97,5’ini suları tuzlu olan deniz ve okyanuslar; yüzde 2,5’lik kısmını ise buzullar, yer altı ve yer üstü suları oluşturmaktadır. Tatlı suların yaklaşık yüzde 99,7’lik kısmı buzullar ve yer altı sularında bulunmaktadır. Dolayısıyla yeryüzündeki tatlı suların çok az bir kısmı yani binde 3’ü yüzey sularından oluşmaktadır. Temel yaşam kaynağı olan suyun önemi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle; su ve su kaynaklarının korunması ve etkin şekilde değerlendirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Yeryüzündeki su kaynaklarının çok az bir kısmı içilebilir ve kullanılabilir durumdadır. Günümüzde dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşılık içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları ise azalmaktadır. Bu durum da, suya olan ihtiyacın her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Birçok ülke şimdiden su sıkıntısıyla karşı karşıya kalmış vaziyettedir. Dünya nüfusunun yüzde 30’undan fazlası yetersiz su kaynağı problemiyle mücadele etmektedir. Hızla artan nüfus, artan kullanım gereksinimleri, doğal dengeyi bozabilen iklim değişiklikleri, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanım gibi birçok sebepten dolayı önümüzdeki on yıl içinde dünya nüfusunun yüzde 60’ının su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülmektedir. 2025 yılında 2 milyara yakın insanın su sıkıntısı çekeceği öngörülmüştür. Konuyu ülkemiz özelinde değerlendirdiğimizde; ülkemizin, sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığı hatta su fakiri bir ülke konumunda olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki nüfus artış hızına göre çok yakın zamanda su kıtlığı çeken ülke konumuna gelebileceğiz. Aras Nehri Havzası ülkemiz ve bölgemiz için elbette çok önemli bir konumdadır. Sahip olunan bu havzanın etkin yönetimi, sudan en etkin şekilde yararlanılması, zaman zaman meydana gelen su baskınları ve taşkınlardan insanlarımızın korunması, sulak alanların korunması, içme suyunun etkin şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. İyi planlama yaparak, Valiliklerimiz ve Kurumlarımız arasında koordinasyon sağlayarak toplantılarımızı amacına ulaştırılması çok önemlidir. Bu manada; hepimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.” şeklinde konuştu.
Öksüz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım ve hayvancılığın yoğun bir şekilde yürütüldüğü bölgemizde, içme ve kullanma suyu temin edilmesi ne kadar önemliyse, su kaynaklarının kirletilmesini önlemek de en az onun kadar önemlidir. Bu nedenle; suyumuzun ihtiyacımız kadar kullanmasının önemli olduğu kadar, su kaynaklarımızın korunması için farkındalık yaratmamız da bir o kadar önemlidir. Diğer yandan ülkemizin çeşitli yörelerinde olduğu gibi Kars ve bölgemizin diğer illerinde de 2021 yılında birçok taşkın yaşanmıştır. Taşkını tamamen önlenebilecek bir durum değildir ancak zararlarını en aza indirmek elimizdedir. Bu nedenle taşkın öncesinde, taşkın esnasında ve taşkın sonrasında neler yapılması gerektiği hakkında bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı, dere yataklarına müdahale edilmemeli ve kirletilmemelidir. Bu hususta hepimizin, ilgili tüm kurumların, hatta tüm vatandaşlarımıza büyük sorumluluk düşmektedir. Etkin bir koordinasyon ve işbirliğiyle gereken çalışmaları yapmamız gerekmektedir. Çok kıymetli kurul üyelerimizin etkin katılımı suretiyle, sorun, darboğaz ve önerilerin tartışılması ve sonuçta alınacak kararların Havza Yönetimi Merkez Kuruluna bildirilmesi farkındalık ve çözüm için zemin oluşturacaktır.” Şeklinde ifadeler kullandı.