Tacettin DURMUŞ
‘Azerbaycan Bağımsızlık Günü’, 31’inci yılında Azerbaycan’da ve Türkiye’nin bazı illerinde olduğu gibi Kars’ta da kutlanıyor.
Sovyetler Birliği'nden ayrılarak 18 Ekim 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ın ‘Bağımsızlık Günü’ Kars’ta da; Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen resepsiyonla kutlandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kars şehrinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Başkonsolosu Nuru Guliyev’in evsahipliğinde düzenlenen resepsiyona, Kars Kafkas Üniversitesinde öğrenim gören Azerbaycanlı öğrenciler, bazı öğretim üyeleri, gazeteciler ve başkonsolosluk personeli katıldı.
Azerbaycan ve Türkiye milli marşlarının okunduğu resepsiyonda, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, günün anlam ve önemimin belirten bir konuşma yaptıktan sonra, resepsiyona katılan öğrenci ve öğretim görevlileri ile bir süre sohbet etti.
BAŞKONSOLOS GULİYEV AZERBAYCANLI ÖĞRENCİLERE ÇAĞRIDA BULUNDU
Guliyev, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmak için yıllarca mücadele verdiğini söyledi. Milli birlik ve beraberliğin önemini de anlatan Başkonsolos Guliyev, öğrencilere genç olduklarını hatırlatarak, Azerbaycan’ın bağımsızlığının kazanmak için yıllarca mücadele verdiğini de söyledi. Öğrencilere milli birlik ve beraberliğin önemini de anlatarak; “Topraklarımız 2 yıldır işgalden azat edilmiş durumdadır. Siz gençler işgalin ardından bu inkişafı görüyorsunuz. İşgalden azat edilen topraklarımızda yeninden ciddi bir şekilde kuruluş çalışmaları yapılıyor. Artı bu topraklarımıza kaçkın dediğimiz halkımız doğduğu torlaklara geri dönmeye başladı. Topraklarımız işgal edildiği sırada ben sizin gibi öğrenciydim. Bugün devletin idare edilmesinin bir parçasında ben de vardım. Sizler de öğle bir seviyeye gelmelisiniz ki, vekaleti bizlerde almalısınız. Her zaman böyle öğrenci kalmayacaksınız. Boşuna sizi okutmuyoruz ki; Devletimizin ve geleceğimizin namına yarın devletimizin yükü sizin sırtınıza düştüğü zaman ezilmeyesiniz ve devleti de ezdirmeyesiniz. Bütün ümidimiz siz gençlerdir. Sizler 15 yıl sonra bu devletin yükünü tecrübeyle, bilimle, beceri ile azimle üzerinize almalısınız ki bizim de içimiz rahat etsin ve sizin de evlatlarınız gelecekte rahat yaşasın. Bugün bağımsızlık gününü kutlamamızın sebebi sizler bir daha hatırlatmak istiyoruz ki; nöbeti almaya hazır olun. Arzu ediyorum ki ülkemiz bir daha işgale uğramasın. En başlıcası da Sovyet Hükümeti devrende olduğu gibi işgale maruz kalmıştır. Ama bizim olan topraklarımız da bizim olsun.” dedi.
KOMŞULARIMIZ İŞGALCİNİN TARAFINI TUTMAYA DAHA ÇOK MEĞİLLİLER
Azerbaycan Kars Başkonsolosu Guliyev konuşmasında ayrıca; 30 yıldır işgale göz yuman bazı komşularımız, şimdi işgalcinin tarafını tutmaya daha çok meyillidirler. Tabiî ki her devletin kendi çıkarları vardır. Biz bunu biliyoruz. Ama biz çok güçlü olmalıyız ki onlar da amaçlarına ulaşmasınlar.
Sizler o tarihlerde daha doğmamıştınız. Bizim muallimlerimiz ve bizler o tarihlerin canlı şahitleriyiz. 1988 yılından başlayarak topraklarımızda gözü olan, topraklarımıza toprak iddia eden, topraklarımızı yıllardır işgal etmeye hazırlanan menfur bir Ermeni tayfası ve devlet formatına çevrilerek bizi tehdit ediyor. Bu tehditler Sovyetler Birliği döneminde başlayıp işgale kadar devam etti. Böylece Ulu Önder Haydar Aliyev, Sovyet rehberliğinden istifaya mecbur edildikten 20 gün sonra Han kentinde hareket başladı. Ermeniler dünyaya ‘buralar bizimdir diye yaymaya başladılar ve bağımsızlık istediler. ‘Halkların kendi bağımsızlıklarını kurma hukuku vardır’ gibi iddialar ileri sürdüler. O dönemlerdeki Sarkisyan ve önceki liderleri ile Gorbaçov’dan da destek alarak iddialarını ortaya koydular. Bu iddialar çerçevesinde Azerbaycan insanının kanı dökülmeye başladı. Sovyetlerin Azerbaycan’ı işgali 1920 yılında 11’inci Kızılordu’nın Bakü’ye girmesiyle başladı ve 1921 yılına kadar devam etti. 1991 yılının 18 Ekim’inde Azerbaycan Parlamentosu Bağımsızlık anlaşmasını kabul etti. O zaman Bağımsızlık anlaşmasını kabul etmek ülkenin bağımsız olması demek değildi. 1918 yılının 28 Mayıs’ında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. Ama 23 yıl yaşayabildi daha sonra işgale maruz kaldı ve bağımsızlığını yitirdi. Daha sonrada Sovyet rejimi altında yaşamaya mecbur edildik.
HOCALI GİBİ BİR FACİAYI BİZE YAŞATTILAR
Sevgili gençler 1991 yılında bir taraftan Ermeni işgali başladı, bir taraftan içeride hâkimiyet kurmakta zorlanıyorduk. Cephede Ermenilere karşı topraklarımızı korumak için istifade edeceğimiz silahlar, bazı siyasi oyunbozanların hatırına geri çekildi. Orada topraklarımız işgalden azat edilmek yerine birbirlerini hâkimiyetten düşürmek davasından istifade ediliyordu. O zaman hiçbir mukavemet gösterilmeden düşmana teslim edilen Şuşa ve Kelbecer nice yiğitlerimizin hayatı pahasına işgalden kurtarıldı. Hocalı gibi bir faciayı bize yaşattılar. Ama Sovyetler Birliğinden ayrılan ve o günden bu güne kadar tarih gösterdi ki. En şanslı Cumhuriyet Azerbaycan’dır. Şansımız da o idi ki; Ülkemizin Haydar Aliyev gibi bir dahisi, baş bileni, ak sakalı tecrübeli bir diplomatı bir devlet adamı vardı. Halkımız Ulu önderi hakimiyete davet etti O da Azerbaycan’ı kurtardı. Ulu önder hakimiyete geldikten sonra dahili ve harici düşmanlar üzerine gelmeye başladı. Sovyetlerden ayrıldıktan sonra ne ordumuz, ne iktisadımız, ne sosyal hayatımız, nede birlik beraberliğimiz vardı. Ve o zaman Ulu önderimiz Aliyev, devletimizin yükünü kendi omuzlarına alarak bütün bu saldırıları ortadan kaldırmak için ciddi faaliyetlere başladı. “
BUGÜN ÇEVREMİZDEKİ HİÇBİR CUMHURİYETTE SABİTLİK YOKTUR
Bugün hiçbir cumhuriyette sabitlik yoktur. Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Rusya’nın kendisi ile birlikte diğer cumhuriyetlerde Azerbaycan gibi bir şerait yoktur. Çünkü Aliyev’in hayata geçirdiği bütün projelerle Azerbaycan büyük bir orduya sahip oldu. Azerbaycan başta iktisadi olmak üzere her alanda gelişmeye devam ediyor. Bildiğiniz gibi bu yakınlarda Avrupa ayağımıza kadar gelerek, ‘Amandır biz gaz verin. Rusya gazımızı keserek, biz donacağız.” dedi. Doğalgaz, petrol, demiryolu gibi sektörler Azerbaycan’ı o kadar güçlü kılmıştır ki bugün Muzaffer Ali Başkomutanımız İlham Aliyev, yumruğunu masaya vurarak büyük devletlere meydan okumayı beceriyor.”
‘Azerbaycan Bağımsızlık Günü’, 31’inci yılında Azerbaycan’da ve Türkiye’nin bazı illerinde olduğu gibi Kars’ta da kutlanıyor.
Sovyetler Birliği'nden ayrılarak 18 Ekim 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan’ın ‘Bağımsızlık Günü’ Kars’ta da; Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen resepsiyonla kutlandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kars şehrinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Başkonsolosu Nuru Guliyev’in evsahipliğinde düzenlenen resepsiyona, Kars Kafkas Üniversitesinde öğrenim gören Azerbaycanlı öğrenciler, bazı öğretim üyeleri, gazeteciler ve başkonsolosluk personeli katıldı.
Azerbaycan ve Türkiye milli marşlarının okunduğu resepsiyonda, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, günün anlam ve önemimin belirten bir konuşma yaptıktan sonra, resepsiyona katılan öğrenci ve öğretim görevlileri ile bir süre sohbet etti.
BAŞKONSOLOS GULİYEV AZERBAYCANLI ÖĞRENCİLERE ÇAĞRIDA BULUNDU
Guliyev, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmak için yıllarca mücadele verdiğini söyledi. Milli birlik ve beraberliğin önemini de anlatan Başkonsolos Guliyev, öğrencilere genç olduklarını hatırlatarak, Azerbaycan’ın bağımsızlığının kazanmak için yıllarca mücadele verdiğini de söyledi. Öğrencilere milli birlik ve beraberliğin önemini de anlatarak; “Topraklarımız 2 yıldır işgalden azat edilmiş durumdadır. Siz gençler işgalin ardından bu inkişafı görüyorsunuz. İşgalden azat edilen topraklarımızda yeninden ciddi bir şekilde kuruluş çalışmaları yapılıyor. Artı bu topraklarımıza kaçkın dediğimiz halkımız doğduğu torlaklara geri dönmeye başladı. Topraklarımız işgal edildiği sırada ben sizin gibi öğrenciydim. Bugün devletin idare edilmesinin bir parçasında ben de vardım. Sizler de öğle bir seviyeye gelmelisiniz ki, vekaleti bizlerde almalısınız. Her zaman böyle öğrenci kalmayacaksınız. Boşuna sizi okutmuyoruz ki; Devletimizin ve geleceğimizin namına yarın devletimizin yükü sizin sırtınıza düştüğü zaman ezilmeyesiniz ve devleti de ezdirmeyesiniz. Bütün ümidimiz siz gençlerdir. Sizler 15 yıl sonra bu devletin yükünü tecrübeyle, bilimle, beceri ile azimle üzerinize almalısınız ki bizim de içimiz rahat etsin ve sizin de evlatlarınız gelecekte rahat yaşasın. Bugün bağımsızlık gününü kutlamamızın sebebi sizler bir daha hatırlatmak istiyoruz ki; nöbeti almaya hazır olun. Arzu ediyorum ki ülkemiz bir daha işgale uğramasın. En başlıcası da Sovyet Hükümeti devrende olduğu gibi işgale maruz kalmıştır. Ama bizim olan topraklarımız da bizim olsun.” dedi.
KOMŞULARIMIZ İŞGALCİNİN TARAFINI TUTMAYA DAHA ÇOK MEĞİLLİLER
Azerbaycan Kars Başkonsolosu Guliyev konuşmasında ayrıca; 30 yıldır işgale göz yuman bazı komşularımız, şimdi işgalcinin tarafını tutmaya daha çok meyillidirler. Tabiî ki her devletin kendi çıkarları vardır. Biz bunu biliyoruz. Ama biz çok güçlü olmalıyız ki onlar da amaçlarına ulaşmasınlar.
Sizler o tarihlerde daha doğmamıştınız. Bizim muallimlerimiz ve bizler o tarihlerin canlı şahitleriyiz. 1988 yılından başlayarak topraklarımızda gözü olan, topraklarımıza toprak iddia eden, topraklarımızı yıllardır işgal etmeye hazırlanan menfur bir Ermeni tayfası ve devlet formatına çevrilerek bizi tehdit ediyor. Bu tehditler Sovyetler Birliği döneminde başlayıp işgale kadar devam etti. Böylece Ulu Önder Haydar Aliyev, Sovyet rehberliğinden istifaya mecbur edildikten 20 gün sonra Han kentinde hareket başladı. Ermeniler dünyaya ‘buralar bizimdir diye yaymaya başladılar ve bağımsızlık istediler. ‘Halkların kendi bağımsızlıklarını kurma hukuku vardır’ gibi iddialar ileri sürdüler. O dönemlerdeki Sarkisyan ve önceki liderleri ile Gorbaçov’dan da destek alarak iddialarını ortaya koydular. Bu iddialar çerçevesinde Azerbaycan insanının kanı dökülmeye başladı. Sovyetlerin Azerbaycan’ı işgali 1920 yılında 11’inci Kızılordu’nın Bakü’ye girmesiyle başladı ve 1921 yılına kadar devam etti. 1991 yılının 18 Ekim’inde Azerbaycan Parlamentosu Bağımsızlık anlaşmasını kabul etti. O zaman Bağımsızlık anlaşmasını kabul etmek ülkenin bağımsız olması demek değildi. 1918 yılının 28 Mayıs’ında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. Ama 23 yıl yaşayabildi daha sonra işgale maruz kaldı ve bağımsızlığını yitirdi. Daha sonrada Sovyet rejimi altında yaşamaya mecbur edildik.
HOCALI GİBİ BİR FACİAYI BİZE YAŞATTILAR
Sevgili gençler 1991 yılında bir taraftan Ermeni işgali başladı, bir taraftan içeride hâkimiyet kurmakta zorlanıyorduk. Cephede Ermenilere karşı topraklarımızı korumak için istifade edeceğimiz silahlar, bazı siyasi oyunbozanların hatırına geri çekildi. Orada topraklarımız işgalden azat edilmek yerine birbirlerini hâkimiyetten düşürmek davasından istifade ediliyordu. O zaman hiçbir mukavemet gösterilmeden düşmana teslim edilen Şuşa ve Kelbecer nice yiğitlerimizin hayatı pahasına işgalden kurtarıldı. Hocalı gibi bir faciayı bize yaşattılar. Ama Sovyetler Birliğinden ayrılan ve o günden bu güne kadar tarih gösterdi ki. En şanslı Cumhuriyet Azerbaycan’dır. Şansımız da o idi ki; Ülkemizin Haydar Aliyev gibi bir dahisi, baş bileni, ak sakalı tecrübeli bir diplomatı bir devlet adamı vardı. Halkımız Ulu önderi hakimiyete davet etti O da Azerbaycan’ı kurtardı. Ulu önder hakimiyete geldikten sonra dahili ve harici düşmanlar üzerine gelmeye başladı. Sovyetlerden ayrıldıktan sonra ne ordumuz, ne iktisadımız, ne sosyal hayatımız, nede birlik beraberliğimiz vardı. Ve o zaman Ulu önderimiz Aliyev, devletimizin yükünü kendi omuzlarına alarak bütün bu saldırıları ortadan kaldırmak için ciddi faaliyetlere başladı. “
BUGÜN ÇEVREMİZDEKİ HİÇBİR CUMHURİYETTE SABİTLİK YOKTUR
Bugün hiçbir cumhuriyette sabitlik yoktur. Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Rusya’nın kendisi ile birlikte diğer cumhuriyetlerde Azerbaycan gibi bir şerait yoktur. Çünkü Aliyev’in hayata geçirdiği bütün projelerle Azerbaycan büyük bir orduya sahip oldu. Azerbaycan başta iktisadi olmak üzere her alanda gelişmeye devam ediyor. Bildiğiniz gibi bu yakınlarda Avrupa ayağımıza kadar gelerek, ‘Amandır biz gaz verin. Rusya gazımızı keserek, biz donacağız.” dedi. Doğalgaz, petrol, demiryolu gibi sektörler Azerbaycan’ı o kadar güçlü kılmıştır ki bugün Muzaffer Ali Başkomutanımız İlham Aliyev, yumruğunu masaya vurarak büyük devletlere meydan okumayı beceriyor.”