Tacettin DURMUŞ
SES Partisi’nin kurucusu Ayhan Bilgen, memleketi Kars’ta partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Sedat Cihangir ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte gazetecilere açıklamada bulunan Bilgen, Kars’ın siyasetinin sadece Kars’ı değil aslında Türkiye’nin büyük şehirlerini de belirleyecek potansiyele sahip olduğuna vurgu yaptı.
Partisinin İzmir ve Kars ile birlikte Türkiye’nin her yerinde olumlu bir adım olduğunu söyleyen Bilgen, “Partimizin kuruluşunun ardından İzmir’den sonra kurulan ikinci il teşkilatımız Kars oldu. Dolayısıyla emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Elbette ki Kars siyaseti sadece Kars’ı değil aslında Türkiye’nin büyük şehirlerini de belirleyecek potansiyele sahip. Bu şehrimizin yoksulluğundan ve şehirden çok yoğun göç olmasından kaynaklı bir durumdur. Ama İstanbul’da da, Bursa’da, Adana’da ve İzmir’de de çok sayıda hemşerimizin varlığı aslında Kars’ta ki her olumlu adımın, her başarılı girişimin Türkiye’nin her yerinde ses getirmesini, her yerinde ses vermesini sağlıyor.”dedi.
TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEK İSTİYORSANIZ CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE İDDİANIZ OLACAK!
Bilgen’in açıklamasında: Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız cumhurbaşkanlığı seçiminde iddianız olacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir iddianız yoksa o zaman sadece mecliste milletvekillerinizle temsil edilmiş olacaksınız. Siyasi partiler kurulurken ülkeyi yönetme iddiasıyla kururlar. Yoksa sadece mecliste milletvekili sokmak sadece birkaç kişiyi milletvekili yapmak iddiasıyla kurulmuşlarsa yani kendi programları yoksa söyleyecekleri sözleri yoksa Türkçeyi nasıl yöneteceklerine dair bir kararlı tutumları yoksa zaten o siyasi parti sadece başka amaçlar için araçsallaştırılıyor ödemektir. Biz cumhurbaşkanlığı seçiminde de yarın hazırlıklarımızı tamamlayacağız ve 100 bin imza toplama yoluyla seçime girme hakkını elde edeceğimize düşünüyoruz. Hem de yani örgütlenme teşkilatlanma barajını 41 il 33/1 ilçeyi çok kısa süre içerisinde tamamlayarak milletvekili seçimi ne de girme hakkını elde edeceğiz.” Sözleri dikkat çekti.
TÜRKİYE’NİN ŞU ANDAKİ EN ÖNEMLİ SORUNLARI EKONOMİ VE GÖÇMEN SURUNUDUR
Türkiye’nin şu andaki en önemli sorunlarının başında ekonomi ve göçmen surunu olduğunu da söyleyen Ayhan Bilgen, “Türkiye’nin gündeminde iki ciddi sorun var. Türkiye’de ne yazık ki ekonomide ve gelir dağılımındaki çarpıklık gittikçe derinleşiyor. Sadece iktidar partisinin politikaları değil ne yazık ki muhalefet partilerinin önerileri de yapısal bir çözüm içermiyor. Türkiye ekonomisinde gelir dağılımındaki çarpıklığın bütün girişimlere ve çabalara rağmen gittikçe derinleşmesi sadece bir teknik ekonomi tartışması değil aynı zamanda toplumsal barış açısından da ciddi bir risk ve ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bugün açıklanan enflasyon rakamları ve TÜİK rakamlarının yüzde 60’ı bulmuş olması hem işsizlikle ilgili verilerin gün geçtikçe Türkiye sosyolojisini ve Türkiye toplumunu tehdit ediyor. Amerika’da FED’in ve Merkez Bankası’nın aldığı faiz artırımı karardan sonra Türkiye’de de dövizde yeni bir dalgalanma beklentisi kaygısının gittikçe yükselmiş olması hem küresel piyasalardan kaynaklı hem Türkiye ekonomisinin yeterince üretime dayalı bir ekonomiye kavuşmamış olmasından dolayı ciddi bir tehditle ciddi bir risk ile karşı karşıyadır. Eğer iktidar ya da muhalefet Türkiye’nin ekonomik sorunları ile ilgili bir seferberlik havasında bir araya gelmez ve ülke sorunlarını çözmek konusunda partizan yaklaşımları terk etmezlerse; bu Türkiye için telafisi imkansız tehditler ve riskler oluşturacak.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ, ANCAK O ÜLKEDE BARIŞ’IN OLMASI İLE MÜMKÜNDÜR
Ekonomideki bu adaletsizlik ve gelir dağılımı çarpıklığı kadar bir başka tehdit konusu da Türkiye’de göçmenler konusudur. Geçici sığınmacılar ve mülteciler konusudur. Ne yazık ki birtakım siyasi partiler bu konuda gerçekten çözüme odaklı bir siyaset tarzını önermek yerine gerçeklikten kopuk insan hak ve özgürlüklerini yok sayan bir yaklaşım sergiliyorlar. Suriye’de barışı savunmuyorsanız, Suriye’de savaşın bir an önce bitmesini savunmuyorsanız göçmenlerin geri dönüşünü savunmamış olursunuz. Çünkü geri dönüş ancak o ülkelerde bir an önce barış’ın olması ile mümkündür. Ebetteki herkes kendi ülkesinde yaşamalıdır. Elbette herkes kendi ülkesinde huzur içerisinde güven içerisinde, insanca yaşanabilir koşullara kavuşmalıdır. Biz Türkiye’nin mülteci sorunun, geçici sığınmacı sorununun Türkiye’nin geleceği için ciddi bir risk içerdiğini düşünüyoruz. Ama bunu hamasetle, sloganla değil gerçekten çözüm odaklı siyasetle başarabiliriz. Türkiye siyasetinde göçmenlerin geri dönüşüne dair somut öneriler yapmak yerine toplumsal gerilimi tırmandıracak, toplumda çatışma potansiyelini yükseltecek yaklaşımlar sergileniyor. Bu Türkiye içinde büyük bir tehdittir, bölgesel barış içinde büyük bir risktir. Türkiye’nin geleceğinde Kürt- Türk, Alevi – Sünni gelirimin daha büyük tehdit oluşturan konu artık Türkiye'de geçici sığınmacılarla göçmenlerle Türkiye toplumu arasında yaşanacak muhtemel çatışmalardır. Her kıvılcım, her gerilim özellikle çok yoğun göçmen alan şehirlerde her an patlamaya neden olabilir. Büyük bir toplumsal çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyor. Dolayısıyla bu sorunu hem bir güvenlik sorunu olarak ele almak hem de insan hakları bazlı Ortadoğu'da barışçıl politikalarla çözmeye odaklanmak gerekiyor. Yönetilemeyen her sorun ülkeyi tehdit eder. Türkiye'de ne yazık ki siyaset kısır çekişmelerle, küçük ayak oyunlarıyla, kişisel kariyer hesaplarıyla, hamasetle ve sloganda yürüyor. Bunun bedelini de bütün Türkiye toplumu ödemek zorunda kalıyor” dedi.
ALTINÇAĞ PARTİSİ İLE BİRLŞETİK
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen; “Kuruluşunun üzerinden 1 ay geçmiş bir partiyiz. Ama Altınçağ Partisi ile de birleştik. Önümüzdeki günlerde yaptığımız başvuru sonuçları çıkaracak. Evraklarınızı verdik muhtemelen bu durumda Türkiye’nin örgütlenme barajı olan teşkilatlanma barajı olan 41 il ve 3/1 ilçesinin yaklaşık yarısında teşkilatlanmış olacağız. Hem SES Partisi’nin hem Altınçağ Partisi’nin teşkilatlarının 1 aylık bilançosu 20 civarındadır. Biz bu ay içerisinde yani Mayıs sonuna kadar teşkilatlanma sınırını geçeceğimizi düşünüyoruz. Yani başka partilerin bir yılda tamamladığı süreci biz iki ay içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de yani muhtemel bir erken seçim durumunu da dikkate alıyoruz.
SEÇİME GİRMEME KONUSUNDA HİÇBİR İHTİMAL BIRAKMAYACAĞIZ
Elbette bizim teşkilatlanma çabalarımız zamanında yapılacak. Seçim durumu da bir risk içermiyor. Rahatlıkla yani il ve ilçe kongrelerimizi Haziran ayında başlatıp Temmuz ayında da büyük kongremizi yaparak seçime girmeye hazır parti pozisyonu yakalayacağız. Ama bir erken seçim olma ihtimaline karşı da başka tedbirler düşünüyoruz. Seçime girme hakkı olan bazı partiler ile görüşmeler yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda da somut gelişmeler olacağını düşünüyoruz. Yani biz hiçbir ihtimal bırakmayacağız seçime girmeme konusunda. Yani her riski dikkate alarak mutlaka ilk seçimlere hem milletvekili seçimine hem de cumhurbaşkanlığı seçimine girme üzerine plan yapıyoruz. Türkiye siyasetinde yeni sistemde yani artık sadece milletvekili seçimine girmeniz tek başına Türkiye’nin sorunlarını çözme iddiası içermiyor. Çünkü özellikle muhalefetin çok sıkça dile getirdiği parlamentoda yeterince etkin ve işlevsel çalışma yapılamadığı bir anlam içeriyor.
AMBLEMİMİZ 5 YILDIZLI ANKA KUŞU
Partimizin logosu konusunda da gerekli düzeltmeği yaptık. Altınçağ Partisiyle birleşme sürecimizle iki parti yeni bir ismin kısaltması SES Partisi olmak üzere Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi olarak kuruluş sürecini tamamladı. Amblemimizi anka kuşu olarak değiştirdik. 5 yıldızlı anka kuşu küllerinden doğmayı temsil eder. Aynı zamanda 2 eli biçiminde karşılıklı buluşan 2 el toplumsal barışı ifade eder ki bizim güvercini tercih sebebimiz de o idi. 5 yıldız da parti programımızdaki 5 ilkeyi ifade ediyor. Yani özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi, hukuk devletini ve dayanışmayı ifade ediyor. Dolayısıyla artık bizim bir amblem sorunumuz yok. Biz bütün sorunları siyasetin konuşarak çözebileceği kanaatindeyiz bunun için bir hukuki sürece bizce gerek yoktu. Siyasetçiler kendi aralarındaki sorunları sulh içerisinde konuşma ile diyalogla çözemiyorsa ülke sorunlarına hiç çözemezler. Biz bu olgunluğu göstereceğimizi de başta ifade etmiştik. Gereğini de yaptık. Yeni amblemimizi tüzük değişikliğimizle birlikte Yargıtay’a teslim ettik. Önümüzdeki günlerde muhtemelen inceleme yapıldıktan sonra bu problem tümüyle ortadan kalkmış olacak.
TÜRKİYE SİYASETİNDE ARTIK TOPLUMSAL KAMPLAŞMALARIN TOPLUMSAL KAVGALARI BİTİRMEMİZ GEREKİYOR
Türkiye siyasetinde artık toplumsal kamplaşmaların toplumsal kavgaları bitirmemiz gerekiyor. Yani nasıl doğada farklı renklerde çiçeklerin varlığı bir güzellik ise doğa nasıl kendi içinde farklılıkları birlikte yaşatmayı başarıyorsa insanoğlunun da bu çeşitliliği bu renkliliği kendi toplumsal yaşamında Egemen kılmayı başarması gerekiyor. Biz anne babalarımızın kendimiz tercih etmedik. Farklı inançlar farklı diller farklı kültürler olarak sonuçta bu dünyada var oluyorsak, yaşıyorsak siyasetinde buna göre yapılanması gerekiyor. Kimseyi dışlamadan kimseye ayrımcılık yapmadan, kimseyi etnik kökeninden inancından dolayı ayrıcalıklı bir yere oturtmadan ve asla kimseyi bir başkasından daha aşağıda daha değersiz görmeden bir siyaset dili kurmak durumundayız. Biz il ve ilçe teşkilatlarımızın kuruluşunda o şehirde yaşayan sayıca az da olsa yaşatılması gereken varlıklarının korunması gereken bütün kesimlerin katılımını çok önemsiyoruz. Güçlü olan çok olan zaten kendini ifade eder. Önemli olan az olanın zayıf olanı siyaset tarafından korunmasıdır ve desteklenmesi dir. Kars bu anlamda yani sosyolojik renkliliği çeşitliliği en güçlü şehirlerden birisidir. Geçmişte yani bizim belediye yönettiğimiz dönemde de bu konuda güzel bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz. Kars’ta hiç kimse etnik kökeninden dolayı ayrımcılığa uğradığını hizmetle ihmal edildiğini, dışlandığını yok sayıldığını iddia edemez. Bu konuda yani bir buçuk yıllık yaptıklarınız aslında nasıl bir siyaset yapmak istediğimizin de nasıl bir Türkiye yönetimini arzu ettiğim izinde çok net göstergesidir. Nasıl belediye yönetiminde ayrımcılığı tümüyle bitiren bu şehirdeki kardeşliği barışı birlikte yaşamayı esas alan bir anlayışla hareket ettiysek, yeni siyasi hareketimizde de aynı anlayışla hareket edeceğiz. Hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda hem milletvekili adayları konusunda tıpkı parti kurallarımız gibi bütün kesimlere hitap edebilecek herkesin acısını, öfkesini kaygısını umudunu beklentisini dikkate alacak profillerde isimlerle siyasi arenada ve tatlı bir rekabet içerisinde olacağız.” şeklinde ifadeler kullandı.
SES Partisi’nin kurucusu Ayhan Bilgen, memleketi Kars’ta partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Sedat Cihangir ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte gazetecilere açıklamada bulunan Bilgen, Kars’ın siyasetinin sadece Kars’ı değil aslında Türkiye’nin büyük şehirlerini de belirleyecek potansiyele sahip olduğuna vurgu yaptı.
Partisinin İzmir ve Kars ile birlikte Türkiye’nin her yerinde olumlu bir adım olduğunu söyleyen Bilgen, “Partimizin kuruluşunun ardından İzmir’den sonra kurulan ikinci il teşkilatımız Kars oldu. Dolayısıyla emeği geçen arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Elbette ki Kars siyaseti sadece Kars’ı değil aslında Türkiye’nin büyük şehirlerini de belirleyecek potansiyele sahip. Bu şehrimizin yoksulluğundan ve şehirden çok yoğun göç olmasından kaynaklı bir durumdur. Ama İstanbul’da da, Bursa’da, Adana’da ve İzmir’de de çok sayıda hemşerimizin varlığı aslında Kars’ta ki her olumlu adımın, her başarılı girişimin Türkiye’nin her yerinde ses getirmesini, her yerinde ses vermesini sağlıyor.”dedi.
TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEK İSTİYORSANIZ CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE İDDİANIZ OLACAK!
Bilgen’in açıklamasında: Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız cumhurbaşkanlığı seçiminde iddianız olacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir iddianız yoksa o zaman sadece mecliste milletvekillerinizle temsil edilmiş olacaksınız. Siyasi partiler kurulurken ülkeyi yönetme iddiasıyla kururlar. Yoksa sadece mecliste milletvekili sokmak sadece birkaç kişiyi milletvekili yapmak iddiasıyla kurulmuşlarsa yani kendi programları yoksa söyleyecekleri sözleri yoksa Türkçeyi nasıl yöneteceklerine dair bir kararlı tutumları yoksa zaten o siyasi parti sadece başka amaçlar için araçsallaştırılıyor ödemektir. Biz cumhurbaşkanlığı seçiminde de yarın hazırlıklarımızı tamamlayacağız ve 100 bin imza toplama yoluyla seçime girme hakkını elde edeceğimize düşünüyoruz. Hem de yani örgütlenme teşkilatlanma barajını 41 il 33/1 ilçeyi çok kısa süre içerisinde tamamlayarak milletvekili seçimi ne de girme hakkını elde edeceğiz.” Sözleri dikkat çekti.
TÜRKİYE’NİN ŞU ANDAKİ EN ÖNEMLİ SORUNLARI EKONOMİ VE GÖÇMEN SURUNUDUR
Türkiye’nin şu andaki en önemli sorunlarının başında ekonomi ve göçmen surunu olduğunu da söyleyen Ayhan Bilgen, “Türkiye’nin gündeminde iki ciddi sorun var. Türkiye’de ne yazık ki ekonomide ve gelir dağılımındaki çarpıklık gittikçe derinleşiyor. Sadece iktidar partisinin politikaları değil ne yazık ki muhalefet partilerinin önerileri de yapısal bir çözüm içermiyor. Türkiye ekonomisinde gelir dağılımındaki çarpıklığın bütün girişimlere ve çabalara rağmen gittikçe derinleşmesi sadece bir teknik ekonomi tartışması değil aynı zamanda toplumsal barış açısından da ciddi bir risk ve ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bugün açıklanan enflasyon rakamları ve TÜİK rakamlarının yüzde 60’ı bulmuş olması hem işsizlikle ilgili verilerin gün geçtikçe Türkiye sosyolojisini ve Türkiye toplumunu tehdit ediyor. Amerika’da FED’in ve Merkez Bankası’nın aldığı faiz artırımı karardan sonra Türkiye’de de dövizde yeni bir dalgalanma beklentisi kaygısının gittikçe yükselmiş olması hem küresel piyasalardan kaynaklı hem Türkiye ekonomisinin yeterince üretime dayalı bir ekonomiye kavuşmamış olmasından dolayı ciddi bir tehditle ciddi bir risk ile karşı karşıyadır. Eğer iktidar ya da muhalefet Türkiye’nin ekonomik sorunları ile ilgili bir seferberlik havasında bir araya gelmez ve ülke sorunlarını çözmek konusunda partizan yaklaşımları terk etmezlerse; bu Türkiye için telafisi imkansız tehditler ve riskler oluşturacak.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ, ANCAK O ÜLKEDE BARIŞ’IN OLMASI İLE MÜMKÜNDÜR
Ekonomideki bu adaletsizlik ve gelir dağılımı çarpıklığı kadar bir başka tehdit konusu da Türkiye’de göçmenler konusudur. Geçici sığınmacılar ve mülteciler konusudur. Ne yazık ki birtakım siyasi partiler bu konuda gerçekten çözüme odaklı bir siyaset tarzını önermek yerine gerçeklikten kopuk insan hak ve özgürlüklerini yok sayan bir yaklaşım sergiliyorlar. Suriye’de barışı savunmuyorsanız, Suriye’de savaşın bir an önce bitmesini savunmuyorsanız göçmenlerin geri dönüşünü savunmamış olursunuz. Çünkü geri dönüş ancak o ülkelerde bir an önce barış’ın olması ile mümkündür. Ebetteki herkes kendi ülkesinde yaşamalıdır. Elbette herkes kendi ülkesinde huzur içerisinde güven içerisinde, insanca yaşanabilir koşullara kavuşmalıdır. Biz Türkiye’nin mülteci sorunun, geçici sığınmacı sorununun Türkiye’nin geleceği için ciddi bir risk içerdiğini düşünüyoruz. Ama bunu hamasetle, sloganla değil gerçekten çözüm odaklı siyasetle başarabiliriz. Türkiye siyasetinde göçmenlerin geri dönüşüne dair somut öneriler yapmak yerine toplumsal gerilimi tırmandıracak, toplumda çatışma potansiyelini yükseltecek yaklaşımlar sergileniyor. Bu Türkiye içinde büyük bir tehdittir, bölgesel barış içinde büyük bir risktir. Türkiye’nin geleceğinde Kürt- Türk, Alevi – Sünni gelirimin daha büyük tehdit oluşturan konu artık Türkiye'de geçici sığınmacılarla göçmenlerle Türkiye toplumu arasında yaşanacak muhtemel çatışmalardır. Her kıvılcım, her gerilim özellikle çok yoğun göçmen alan şehirlerde her an patlamaya neden olabilir. Büyük bir toplumsal çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyor. Dolayısıyla bu sorunu hem bir güvenlik sorunu olarak ele almak hem de insan hakları bazlı Ortadoğu'da barışçıl politikalarla çözmeye odaklanmak gerekiyor. Yönetilemeyen her sorun ülkeyi tehdit eder. Türkiye'de ne yazık ki siyaset kısır çekişmelerle, küçük ayak oyunlarıyla, kişisel kariyer hesaplarıyla, hamasetle ve sloganda yürüyor. Bunun bedelini de bütün Türkiye toplumu ödemek zorunda kalıyor” dedi.
ALTINÇAĞ PARTİSİ İLE BİRLŞETİK
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen; “Kuruluşunun üzerinden 1 ay geçmiş bir partiyiz. Ama Altınçağ Partisi ile de birleştik. Önümüzdeki günlerde yaptığımız başvuru sonuçları çıkaracak. Evraklarınızı verdik muhtemelen bu durumda Türkiye’nin örgütlenme barajı olan teşkilatlanma barajı olan 41 il ve 3/1 ilçesinin yaklaşık yarısında teşkilatlanmış olacağız. Hem SES Partisi’nin hem Altınçağ Partisi’nin teşkilatlarının 1 aylık bilançosu 20 civarındadır. Biz bu ay içerisinde yani Mayıs sonuna kadar teşkilatlanma sınırını geçeceğimizi düşünüyoruz. Yani başka partilerin bir yılda tamamladığı süreci biz iki ay içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de yani muhtemel bir erken seçim durumunu da dikkate alıyoruz.
SEÇİME GİRMEME KONUSUNDA HİÇBİR İHTİMAL BIRAKMAYACAĞIZ
Elbette bizim teşkilatlanma çabalarımız zamanında yapılacak. Seçim durumu da bir risk içermiyor. Rahatlıkla yani il ve ilçe kongrelerimizi Haziran ayında başlatıp Temmuz ayında da büyük kongremizi yaparak seçime girmeye hazır parti pozisyonu yakalayacağız. Ama bir erken seçim olma ihtimaline karşı da başka tedbirler düşünüyoruz. Seçime girme hakkı olan bazı partiler ile görüşmeler yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda da somut gelişmeler olacağını düşünüyoruz. Yani biz hiçbir ihtimal bırakmayacağız seçime girmeme konusunda. Yani her riski dikkate alarak mutlaka ilk seçimlere hem milletvekili seçimine hem de cumhurbaşkanlığı seçimine girme üzerine plan yapıyoruz. Türkiye siyasetinde yeni sistemde yani artık sadece milletvekili seçimine girmeniz tek başına Türkiye’nin sorunlarını çözme iddiası içermiyor. Çünkü özellikle muhalefetin çok sıkça dile getirdiği parlamentoda yeterince etkin ve işlevsel çalışma yapılamadığı bir anlam içeriyor.
AMBLEMİMİZ 5 YILDIZLI ANKA KUŞU
Partimizin logosu konusunda da gerekli düzeltmeği yaptık. Altınçağ Partisiyle birleşme sürecimizle iki parti yeni bir ismin kısaltması SES Partisi olmak üzere Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi olarak kuruluş sürecini tamamladı. Amblemimizi anka kuşu olarak değiştirdik. 5 yıldızlı anka kuşu küllerinden doğmayı temsil eder. Aynı zamanda 2 eli biçiminde karşılıklı buluşan 2 el toplumsal barışı ifade eder ki bizim güvercini tercih sebebimiz de o idi. 5 yıldız da parti programımızdaki 5 ilkeyi ifade ediyor. Yani özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi, hukuk devletini ve dayanışmayı ifade ediyor. Dolayısıyla artık bizim bir amblem sorunumuz yok. Biz bütün sorunları siyasetin konuşarak çözebileceği kanaatindeyiz bunun için bir hukuki sürece bizce gerek yoktu. Siyasetçiler kendi aralarındaki sorunları sulh içerisinde konuşma ile diyalogla çözemiyorsa ülke sorunlarına hiç çözemezler. Biz bu olgunluğu göstereceğimizi de başta ifade etmiştik. Gereğini de yaptık. Yeni amblemimizi tüzük değişikliğimizle birlikte Yargıtay’a teslim ettik. Önümüzdeki günlerde muhtemelen inceleme yapıldıktan sonra bu problem tümüyle ortadan kalkmış olacak.
TÜRKİYE SİYASETİNDE ARTIK TOPLUMSAL KAMPLAŞMALARIN TOPLUMSAL KAVGALARI BİTİRMEMİZ GEREKİYOR
Türkiye siyasetinde artık toplumsal kamplaşmaların toplumsal kavgaları bitirmemiz gerekiyor. Yani nasıl doğada farklı renklerde çiçeklerin varlığı bir güzellik ise doğa nasıl kendi içinde farklılıkları birlikte yaşatmayı başarıyorsa insanoğlunun da bu çeşitliliği bu renkliliği kendi toplumsal yaşamında Egemen kılmayı başarması gerekiyor. Biz anne babalarımızın kendimiz tercih etmedik. Farklı inançlar farklı diller farklı kültürler olarak sonuçta bu dünyada var oluyorsak, yaşıyorsak siyasetinde buna göre yapılanması gerekiyor. Kimseyi dışlamadan kimseye ayrımcılık yapmadan, kimseyi etnik kökeninden inancından dolayı ayrıcalıklı bir yere oturtmadan ve asla kimseyi bir başkasından daha aşağıda daha değersiz görmeden bir siyaset dili kurmak durumundayız. Biz il ve ilçe teşkilatlarımızın kuruluşunda o şehirde yaşayan sayıca az da olsa yaşatılması gereken varlıklarının korunması gereken bütün kesimlerin katılımını çok önemsiyoruz. Güçlü olan çok olan zaten kendini ifade eder. Önemli olan az olanın zayıf olanı siyaset tarafından korunmasıdır ve desteklenmesi dir. Kars bu anlamda yani sosyolojik renkliliği çeşitliliği en güçlü şehirlerden birisidir. Geçmişte yani bizim belediye yönettiğimiz dönemde de bu konuda güzel bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz. Kars’ta hiç kimse etnik kökeninden dolayı ayrımcılığa uğradığını hizmetle ihmal edildiğini, dışlandığını yok sayıldığını iddia edemez. Bu konuda yani bir buçuk yıllık yaptıklarınız aslında nasıl bir siyaset yapmak istediğimizin de nasıl bir Türkiye yönetimini arzu ettiğim izinde çok net göstergesidir. Nasıl belediye yönetiminde ayrımcılığı tümüyle bitiren bu şehirdeki kardeşliği barışı birlikte yaşamayı esas alan bir anlayışla hareket ettiysek, yeni siyasi hareketimizde de aynı anlayışla hareket edeceğiz. Hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda hem milletvekili adayları konusunda tıpkı parti kurallarımız gibi bütün kesimlere hitap edebilecek herkesin acısını, öfkesini kaygısını umudunu beklentisini dikkate alacak profillerde isimlerle siyasi arenada ve tatlı bir rekabet içerisinde olacağız.” şeklinde ifadeler kullandı.