Tacettin DURMUŞ
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Kars Şube Başkanı ve Birleşik Kamu İs Konfederasyonu Kars İl Başkanı Ersin Özbey, düzenlediği basın açıklamasında, emeklerine, geleceklerine ve bağımsızlıklarına sahip çakmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bakmaya davet etti.
Özbey, bazı sendika üyesi arkadaşlarıyla birlikte Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlediği basın açıklamasında, “Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza, ekmeğimize el koyulmasına alet olan TUİK'i, yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz” dedi.
29 Aralık’ta ülke genelinde olduğu dibi Kars’ta da bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini de söyleyen Ersin Özbey, “Kuruluşundan itibaren "kimsesizlerin kimsesi” olarak adlandırılan Cumhuriyetimiz, siyasi iktidarın bağımsızlık, laiklik ve sosyal devlet kelerine ters düşen politikaları sonucunda emperyalist odaklara bağımlı hale getirilerek hızla yoksullaştırılmıştır.
Küreselleşme politikaları adı anda yeraltı ve yerüstü kaynaklanmaza el konulması sonucunda yaşanan ekonomik krizler, adeta ülkemizin kaderi haline getirilmiştir. Ülkemizin yaşadığı derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşın zamlar pahalılık, döviz kurlarındaki artış, yoksulluk emekçilerin artik tükenmesine neden olmuştur.
Geldiğimiz noktada küçük bir ayrıcalıklı kesim dışında herkes mutsuz. Dolara endeksli devlet, ödemesi garantili ihale alanlar, kamu bankalarından milyonlarca lira kullanıp ödemeyince hesap sorulmayanlar, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve spekülasyonlar sayesinde vatandaşın ekmeğine çökenler mutlu. Birileri bir gecede servetine servet katıyor. Olan emeği ile geçinmeye çalışan milyonlara oluyor. Milyonlarca emekli her ay kirayı, artan faturaları nasıl ödeyeceğini, çocuklarının karnını nasıl doyuracağını düşünüyor.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş'in Kasım ayı araştırması, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 13 bin 97 lira olduğunu ortaya koyarken, asgari ücrete yapılan zam, daha emekçinin eline geçmeden eridi. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar da iki yıl bitmeden çoktan eridi. Enflasyon ve artan vergi dilimi ile mevcut maaşlarımız yok olmuştur. Son bir yılda tüketilmesi kaçınılmaz olan temel gıda ürünlerine yüzde 50'nin üzerinde zam gelmişken, biz kamu emekçilerine yapılan zam, TUİK’ in yalancı enflasyon oranına bile yaklaşamamıştır. Zamlarla, krizle, yoksullukla tükeniyor milyonlar. Biz eğitim emekçileri de tükenişten payımızı alıyoruz. Zaten yoksulluk sınırının altında olan maaşlarımız enflasyon karşısında sürekli eriyor.
Bir yandan eğitim emekçileri ekonomik olarak tükenmekte iken diğer taraftan içi boş süslü sözlerle yalnızca öğretmenleri kariyer basamaklarına ayırmaktan ibaret olan Öğretmenlik Meslek Kanunu gündemi ile kamuoyu oyalanmakta, var olan özlük haklarımızın da elimizden alınması için alt yapı oluşturulmaktadır.
Tüm eğitim emekçilerine sesleniyoruz
Ülkede yaşanan yoksulluk ve sömürürden payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Eğitim sisteminin üzerine çöken gerici ve piyasacı karanlığa karşı çocuklarımıza nitelikli eğitim vermeye çalışıyoruz. Kamusal ve laik eğitim mücadelesi verirken baskılarla, soruşturmalarla karşılaşıyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, Cumhuriyetimizin kazanımlarını korumaya çalışan eğitimciler olarak ülkemizin geleceği için endişe duyuyoruz. Biliyoruz ki, eğitimciye mutsuzluk, umutsuzluk, atalet yakışmaz. Tarihimiz öğretmenlerin şanlı mücadeleleriyle doludur. Fakir Baykurt’un dediği gibi, ‘Öğretmen ders verir’ Bugün de ülkemizi karanlığa boğanlara, halkımızı yoksullaştıranlara dersini vereceğiz. Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza, ekmeğimize el koyulmasına alet olan TUİK'i, yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz. Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz. Gelin gücümüzü kullanalım, tüm yaşananlara karşı birlikte ses çıkaralım. Ulusal, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine, emeğimize, geleceğimize ve bağımsızlığınıza sahip çakmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bakmaya çağıyoruz. YAŞASIN IS, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMIZ! YAŞASIN EMEKÇILERIN BIRLIGI!”dedi.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Kars Şube Başkanı ve Birleşik Kamu İs Konfederasyonu Kars İl Başkanı Ersin Özbey, düzenlediği basın açıklamasında, emeklerine, geleceklerine ve bağımsızlıklarına sahip çakmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bakmaya davet etti.
Özbey, bazı sendika üyesi arkadaşlarıyla birlikte Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlediği basın açıklamasında, “Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza, ekmeğimize el koyulmasına alet olan TUİK'i, yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz” dedi.
29 Aralık’ta ülke genelinde olduğu dibi Kars’ta da bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini de söyleyen Ersin Özbey, “Kuruluşundan itibaren "kimsesizlerin kimsesi” olarak adlandırılan Cumhuriyetimiz, siyasi iktidarın bağımsızlık, laiklik ve sosyal devlet kelerine ters düşen politikaları sonucunda emperyalist odaklara bağımlı hale getirilerek hızla yoksullaştırılmıştır.
Küreselleşme politikaları adı anda yeraltı ve yerüstü kaynaklanmaza el konulması sonucunda yaşanan ekonomik krizler, adeta ülkemizin kaderi haline getirilmiştir. Ülkemizin yaşadığı derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşın zamlar pahalılık, döviz kurlarındaki artış, yoksulluk emekçilerin artik tükenmesine neden olmuştur.
Geldiğimiz noktada küçük bir ayrıcalıklı kesim dışında herkes mutsuz. Dolara endeksli devlet, ödemesi garantili ihale alanlar, kamu bankalarından milyonlarca lira kullanıp ödemeyince hesap sorulmayanlar, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve spekülasyonlar sayesinde vatandaşın ekmeğine çökenler mutlu. Birileri bir gecede servetine servet katıyor. Olan emeği ile geçinmeye çalışan milyonlara oluyor. Milyonlarca emekli her ay kirayı, artan faturaları nasıl ödeyeceğini, çocuklarının karnını nasıl doyuracağını düşünüyor.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş'in Kasım ayı araştırması, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 13 bin 97 lira olduğunu ortaya koyarken, asgari ücrete yapılan zam, daha emekçinin eline geçmeden eridi. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar da iki yıl bitmeden çoktan eridi. Enflasyon ve artan vergi dilimi ile mevcut maaşlarımız yok olmuştur. Son bir yılda tüketilmesi kaçınılmaz olan temel gıda ürünlerine yüzde 50'nin üzerinde zam gelmişken, biz kamu emekçilerine yapılan zam, TUİK’ in yalancı enflasyon oranına bile yaklaşamamıştır. Zamlarla, krizle, yoksullukla tükeniyor milyonlar. Biz eğitim emekçileri de tükenişten payımızı alıyoruz. Zaten yoksulluk sınırının altında olan maaşlarımız enflasyon karşısında sürekli eriyor.
Bir yandan eğitim emekçileri ekonomik olarak tükenmekte iken diğer taraftan içi boş süslü sözlerle yalnızca öğretmenleri kariyer basamaklarına ayırmaktan ibaret olan Öğretmenlik Meslek Kanunu gündemi ile kamuoyu oyalanmakta, var olan özlük haklarımızın da elimizden alınması için alt yapı oluşturulmaktadır.
Tüm eğitim emekçilerine sesleniyoruz
Ülkede yaşanan yoksulluk ve sömürürden payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Eğitim sisteminin üzerine çöken gerici ve piyasacı karanlığa karşı çocuklarımıza nitelikli eğitim vermeye çalışıyoruz. Kamusal ve laik eğitim mücadelesi verirken baskılarla, soruşturmalarla karşılaşıyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, Cumhuriyetimizin kazanımlarını korumaya çalışan eğitimciler olarak ülkemizin geleceği için endişe duyuyoruz. Biliyoruz ki, eğitimciye mutsuzluk, umutsuzluk, atalet yakışmaz. Tarihimiz öğretmenlerin şanlı mücadeleleriyle doludur. Fakir Baykurt’un dediği gibi, ‘Öğretmen ders verir’ Bugün de ülkemizi karanlığa boğanlara, halkımızı yoksullaştıranlara dersini vereceğiz. Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza, ekmeğimize el koyulmasına alet olan TUİK'i, yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz. Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz. Gelin gücümüzü kullanalım, tüm yaşananlara karşı birlikte ses çıkaralım. Ulusal, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine, emeğimize, geleceğimize ve bağımsızlığınıza sahip çakmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bakmaya çağıyoruz. YAŞASIN IS, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMIZ! YAŞASIN EMEKÇILERIN BIRLIGI!”dedi.