Tacettin DURMUŞ / KARS
7 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonrası kendisini doğal hayata adayan Medet Atam, bazı dostlarının saç ve sakalını boyatması yönündeki önerilerini de dikkate almıyor. 66 yıllık ömrünün büyük bölümünü İstanbul’da geçirdiğini söyleyen Atam, bu yaz boyu köyünde çobanlık yaptığını ve yalnız yaşadığını söyledi.
1969 yılında 80 hane olan ve şu anda 10 hane kalan ve 60 kişinin yaşadığı köyün 2.550 rakımlı Tekelti Dağı’nın yamacında olduğunu ve dağın dağcıların gözdesi olduğunu da belirten Atam, yörede bulunan şifalı bitkileri de yaz boyunca toplayıp İstanbul’daki akraba ve dostlarına gönderiyor. Dağa tırmanış gerçekleştiren dağcıların her defasında kendisini ziyaret ettiğini de belirten Atam, Tekelti Dağı’nın daha fazla tanıtımının yapılarak turizme kazandırılması gerektiğini söyledi.
SAKALLI HALİMİ YÜZÜKLERİN EFENDİSİ FİLMİNDEKİ LAN MCKELLEN’İN ‘GANDALF’ KARAKTERİNE BENZETİYORLAR
Kars’ta bir fotoğraf sanatçısının sakallı halini çektiğini ve bu fotoğrafını yayınlamasının ardından herkesin kendisini Yüzüklerin Efendisi filmindeki Lan Mckellen’in ‘Gandalf’ karakterine benzettiklerini de söyledi.
Kızının memuriyeti nedeniyle son birkaç yılın bir kısmını Kars’ta da geçirdiğini, 7 yıllık saçı ve sakalıyla Kars sokaklarında gezerken yoğun ilgi gördüğünü de söyleyen Medet Atam, “Hiçbir şeye ve kimseye karşı kompleksim olmadı. Ben 7 yıl önce bir beyin kanaması geçirdim. Ondan sonra da doğal yaşamaya karar verdim. İşi gücü bıraktım artık, hiçbir şeyle uğraşmıyorum. Saç ve sakalım tam olarak hikayesi bu. Artık saçıma ve sakalıma dokumak istemiyorum. Kendi haline bıraktım benimle beraber mezara gitsinler istiyorum. 7 yıl oldu. Kimseye dargınlığım veya kırgınlığım yok. Ben geçmişe takılıp kalmıyorum. Öğle bir sıkıntım yok. Saç ve sakalımı bir sitem anlamında bırakmadım. Doğayı çok sevdiğim için saçım ve sakalım da doğal olsun istedim. Bana çok boyayın diyorlar ama ben öğle şeyleri sevmiyorum. Doğayı eskiden beri severim. İstanbul’un merkezi Fatih’te yaşadım. Fatih Osmanlı ve Bizans’ın merkezidir. Oradan bir parça kültürümüz var.
BU YAZ ÇOBANLIK YAPTIM VE HAYVANLARLA VAKİT GEÇİRDİM
Bu yaz çobanlık yaptım ve günlerin harikulade geçti. Her gün vidolar çekerek sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Köyde eve en geç ben geldim. Eve gelmek istemiyordum. Kimseyle de pek fazla sohbetim olmadığı için doğal ortamda hayvanlarla daha güzel zaman geçirmeyi seviyorum. Köyde yalnız yaşıyorum. Çevremde çok sürpriz oldu. Kimse çobanlık sezonumu bitirebileceğime inanmıyordum. Hiçbir şey için kompleksim falan yoktur. Bizler doğuştan emekçi insanlarız her türlü işi yaparız. Köyümüz 2.550 rakımlı Tekelti Dağı’nın eteklerinde bulunuyor. Burada günde 3 mevsim bir arada yaşanır. Sabahleyin üşüyorsun. Öğlende giyinirsen sıcaktan yanarsın. Son kışı burada geçirdim. Köyde kimse kalmadığı için ve yakacak tezeğim olmadığı için bu kış burada olmayacağım ve İstanbul’a gideceğim. Yalnız olmuyor ve sıkıntılı oluyor. Köyümüzde kış aylarında 10 hane kalıyor. Ben 1969 yılında İstanbul'a gittiğimde 80 hane vardı. Köyümüzün asıl adı Tekealtı’dır. Şimdi Akoluk diyorlar ama kimse bu ismi pek bilmez. Köylerin ismini değiştirmek doğru değil. Ağrı Dağı da köyümüzden mükemmel görünüyor. Ağrı Dağı 5.137, Tekelti Dağı ise 2.560 metre rakımlıdır.” Dedi.
7 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonrası kendisini doğal hayata adayan Medet Atam, bazı dostlarının saç ve sakalını boyatması yönündeki önerilerini de dikkate almıyor. 66 yıllık ömrünün büyük bölümünü İstanbul’da geçirdiğini söyleyen Atam, bu yaz boyu köyünde çobanlık yaptığını ve yalnız yaşadığını söyledi.
1969 yılında 80 hane olan ve şu anda 10 hane kalan ve 60 kişinin yaşadığı köyün 2.550 rakımlı Tekelti Dağı’nın yamacında olduğunu ve dağın dağcıların gözdesi olduğunu da belirten Atam, yörede bulunan şifalı bitkileri de yaz boyunca toplayıp İstanbul’daki akraba ve dostlarına gönderiyor. Dağa tırmanış gerçekleştiren dağcıların her defasında kendisini ziyaret ettiğini de belirten Atam, Tekelti Dağı’nın daha fazla tanıtımının yapılarak turizme kazandırılması gerektiğini söyledi.
SAKALLI HALİMİ YÜZÜKLERİN EFENDİSİ FİLMİNDEKİ LAN MCKELLEN’İN ‘GANDALF’ KARAKTERİNE BENZETİYORLAR
Kars’ta bir fotoğraf sanatçısının sakallı halini çektiğini ve bu fotoğrafını yayınlamasının ardından herkesin kendisini Yüzüklerin Efendisi filmindeki Lan Mckellen’in ‘Gandalf’ karakterine benzettiklerini de söyledi.
Kızının memuriyeti nedeniyle son birkaç yılın bir kısmını Kars’ta da geçirdiğini, 7 yıllık saçı ve sakalıyla Kars sokaklarında gezerken yoğun ilgi gördüğünü de söyleyen Medet Atam, “Hiçbir şeye ve kimseye karşı kompleksim olmadı. Ben 7 yıl önce bir beyin kanaması geçirdim. Ondan sonra da doğal yaşamaya karar verdim. İşi gücü bıraktım artık, hiçbir şeyle uğraşmıyorum. Saç ve sakalım tam olarak hikayesi bu. Artık saçıma ve sakalıma dokumak istemiyorum. Kendi haline bıraktım benimle beraber mezara gitsinler istiyorum. 7 yıl oldu. Kimseye dargınlığım veya kırgınlığım yok. Ben geçmişe takılıp kalmıyorum. Öğle bir sıkıntım yok. Saç ve sakalımı bir sitem anlamında bırakmadım. Doğayı çok sevdiğim için saçım ve sakalım da doğal olsun istedim. Bana çok boyayın diyorlar ama ben öğle şeyleri sevmiyorum. Doğayı eskiden beri severim. İstanbul’un merkezi Fatih’te yaşadım. Fatih Osmanlı ve Bizans’ın merkezidir. Oradan bir parça kültürümüz var.
BU YAZ ÇOBANLIK YAPTIM VE HAYVANLARLA VAKİT GEÇİRDİM
Bu yaz çobanlık yaptım ve günlerin harikulade geçti. Her gün vidolar çekerek sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Köyde eve en geç ben geldim. Eve gelmek istemiyordum. Kimseyle de pek fazla sohbetim olmadığı için doğal ortamda hayvanlarla daha güzel zaman geçirmeyi seviyorum. Köyde yalnız yaşıyorum. Çevremde çok sürpriz oldu. Kimse çobanlık sezonumu bitirebileceğime inanmıyordum. Hiçbir şey için kompleksim falan yoktur. Bizler doğuştan emekçi insanlarız her türlü işi yaparız. Köyümüz 2.550 rakımlı Tekelti Dağı’nın eteklerinde bulunuyor. Burada günde 3 mevsim bir arada yaşanır. Sabahleyin üşüyorsun. Öğlende giyinirsen sıcaktan yanarsın. Son kışı burada geçirdim. Köyde kimse kalmadığı için ve yakacak tezeğim olmadığı için bu kış burada olmayacağım ve İstanbul’a gideceğim. Yalnız olmuyor ve sıkıntılı oluyor. Köyümüzde kış aylarında 10 hane kalıyor. Ben 1969 yılında İstanbul'a gittiğimde 80 hane vardı. Köyümüzün asıl adı Tekealtı’dır. Şimdi Akoluk diyorlar ama kimse bu ismi pek bilmez. Köylerin ismini değiştirmek doğru değil. Ağrı Dağı da köyümüzden mükemmel görünüyor. Ağrı Dağı 5.137, Tekelti Dağı ise 2.560 metre rakımlıdır.” Dedi.