Tacettin DURMUŞ
Eğitim Sen Kars Şubesi Kadın Sekreteri Hanım Bulut Kurtulan yaptığı açıklamada, yaklaşan 8 Mart’ı, emek sömürüsünün her geçen gün arttığı, enerjiye ve temel tüketim maddelerine gelen zamlarla birlikte alım gücünün kalmadığı koşullarda karşıladıklarını dile getirdi.
İşsizliğin rekor seviyelere ulaştığı ekonomik kriz koşullarında kadınlar olarak barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçları bile karşılayamaz olduklarını da dile getiren Kurtulan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Hali hazırda yoksullukla baş etmeye çalışırken, açlıkla mücadele etmek durumunda kaldık. Var olan mesaimize yeni bir mesai daha eklendi; En ucuz ürünü nerede buluruz, hangi saatlerde pazara gidersek daha ekonomik alışveriş yaparız, çamaşır ve bulaşık makinesini saat kaçta çalıştırırsak enerjiden tasarruf ederiz.
Toplumdaki cinsiyetçi işbölümü sorgulanmadığı için kadınların daha düşük gelirli, yükselme şansı olmayan işlerde çalışmaları ve esas görevlerinin aile içi sorumlulukları olduğu düşüncesi meşrulaştırılıyor. Bu da genel yoksulluk içinde kadın yoksulluğunun daha da artmasına yol açıyor.
Sistematik olarak artan kadın katliamları kadın kırımına dönüştü. Kadın kırımını önlemek için hiç bir politika geliştirmeyen AKP/MHP iktidarı kadın düşmanı politikaları tek tek hayata geçiriyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin hemen arkasından gelen kadın kazanımlarına saldırılar şimdi de 6284 sayılı yasanın hedefe konulması, 6. yargı paketi ile çocuk istismarcılarına af getirilmesi, yoksulluk nafakasının süreyle sınırlandırılması, boşanmalarda aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi ile kadınlara aile dışında seçenek sunulmaması tartışmaları ile devam ediyor.
DÜNYA'DA VE BÖLGEMİZDE SAVAŞLAR HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR
Emperyalistlerin çıkar ve paylaşım kavgaları Rusya/Ukrayna üzerinden yürütülüyor. Afganistan, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika'da yürütülen bölgeyi istikrarsızlaştıran ve halklar arası savaşa sürükleyen politikalardan en çok kadınlar etkileniyor. Savaşta canlarımızı kaybediyor, yerimizden yurdumuzdan ediliyor mültecileştiriliyoruz. Gittiğimiz ülkelerde ayrımcılığa uğruyor, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz.
Kadınların toplumsal özne olarak yaşamın içerisinde yer almasını istemeyen siyasal iktidar, yeni rejime uygun makbul kadın yaratma çabası ile muhalif kadınlar üzerindeki baskısını arttırıyor. Üniversite öğrencileri, siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, kadın aktivistler, sendikal mücadele yürüten kadınlar keyfi, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalarla karşılaşıyor. Her eylem ve etkinliğimize yönelik dava açılarak geri adım atmamız bekleniyor. Bir önceki dönem SES Eş Genel Başkanımız Gönül Erden başta olmak üzere üye ve yöneticilerimiz tutuklanarak sendikal mücadelemiz kriminalize edilmeye çalışılıyor. LGBTİQ+ lara dönük nefret ve homofobi kışkırtılıyor. Trans cinayetlerinde etkin soruşturmalar yürütülmüyor ama hak aramak için sokağa çıkan LGBTQ+ lar gözaltına alınıyor, davalar açılıyor.
Tüm bu saldırılar karşısında geri adım atmadık, kapitalist ataerkilliye karşı isyanımızı yükselttik. OHAL’de de, pandemi koşullarında da sistemin saldırılarına rağmen direnmekten vazgeçmedik.8 Mart mitingleri, feminist gece yürüyüşleri, 25 Kasım eylem ve etkinlikleri, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine karşı açıklanan 1 Temmuz eylemleri gibi mahallelerden kent merkezlerine kadar kadınların ortak mücadelesine tanık olundu.
Sendikalı olmamız önünde engel olmaya çalışan sermayeye karşı örgütlenme hakkımızı savunduk, hangi sendikada örgütleneceğimize biz karar veririz dedik. Ucuz işgücü görülmeyi kabul etmedik, eşdeğer işe eşit ücret istemekte ısrar ettik. İşyerlerimizde karşılaştığımız taciz, şiddet ve mobbinge susmadık, her mecradan sesimizi duyurduk. Gelirimiz erkeğin gelirine ek gelir değil geçimlik dedik ve grev halaylarında başı çektik. Kriz karşısında grev yapan, direnen emekçiler olarak dün Migros Depo' da kazandık, şimdi sıra Farplas'ta, orada da kazanacağız.
Kadın cinayetlerinde failleri koruyan erkek devlet ve yargıya karşı mahkeme önlerinde "Erkek adalet değil gerçek adalet" demekten vazgeçmedik. Adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar ile dayanışmadan geri durmadık. "Tek bir kadının bile kaybedilmesine, katledilmesine tahammülümüz yok" dedik,
"GÜLİSTAN DOKU NEREDE?" DİYE SORMAKTAN VAZGEÇMEDİK
Cezaevinde cinsel şiddete maruz kaldığını açıklayan Garibe Gezer'in şüpheli ölümü karşısında susmadık! Sağlık hizmetine erişimin engellendiği, tecrit koşullarının arttırıldığı, hasta mahpusların sağlık ve yaşam hakkının ihlal edildiği bir süreçte Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpusların serbest bırakılması için kampanyalar örgütledik. Deniz Poyraz'ın katledilmesine karşı öfkemizi alanlarda birleştirdik, mahkeme salonuna sığmadık. Çilem Doğan'a verilen 15 yıl cezayı kabul etmedik, “öz savunma haktır” dedik.
Bugün kadınların öncülüğünde toplumsal mücadeleyi yükselterek, faşizmin sonunu kadın eliyle gerçekleştirmenin zeminini her zamandan daha fazla olgunlaşmış durumdadır. Faşizmin, erkek egemenliğinin vücut bulmuş hali AKP/MHP iktidarına karşı kadınları "İsyandan direnişe, direnişten özgürlüğe" şiarıyla kadın örgütlüğünü büyütmeye davet ediyoruz. Bu 8 Mart'ta da kadın kazanımlarına dönük saldırılara, kadın yoksulluğuna, savaşa, kadın emeğinin güvencesizleştirilmesine ve görülmemesine, işyerlerimizde yaşadığımız ayrımcılığa, şiddete ve tacize karşı isyanımızı birleştirip, kadın buluşmaları ile direnişi örgütlemek için alanlarda, işyerlerinde olmaya devam edeceğiz.
KESK'li kadınlar olarak erkek egemen sistemin bize dayattığı yaşamı kabul etmiyor,8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nde de taleplerimizle alanlarda, işyerlerinde olmaya devam ediyoruz.
8 Mart’ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılması için ALANLARDAYIZ!
ILO’nun 190 sayılı şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesi imzalanması, kadınlara ve LGBTİ + lara uygulanan ayrımcılık, şiddet, taciz, mobbingin son bulması, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanması için ALANLARDAYIZ!
Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasasının yapılması, TİS görüşmelerinde kadın taleplerinin ayrı bir başlıkta ve gündemle kadın temsilcilerle ele alınması, mutabakat metninde ayrı başlık altında toplanması için ALANLARDAYIZ!
İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapmasında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla kadınlar için kurgulanan esnek, yarı zamanlı çalışma biçimleri terk edilmesi için ALANLARDAYIZ!
Eşdeğer işe eşdeğer ücret politikası esas alınması, parçalı istihdam politikalarından vazgeçilmesi, güvenceli çalışmanın esas alınması için ALANLARDAYIZ!
Kamu kreşlerinin yeniden açılması, tüm çalışanların ulaşabileceği yaygınlıkta ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verilebilmesi için ALANLARDAYIZ!
Doğum izinlerinin 32 haftaya çıkarılması, devredilemez babalık izninin düzenlenmesi için ALANLARDAYIZ!
Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engelin kaldırılması için ALANLARDAYIZ!
Kadın Bakanlığının kurulması için ALANLARDAYIZ!
İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptal edilmesi, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması, 6. yargı paketi adı altında kazanımlarımızı hedef alan nafakanın kaldırılması, "boşanma arabuluculuğu" saldırıların son bulması için ALANLARDAYIZ!
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmesi için ALANLARDAYIZ!
Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikalarının son bulması. Eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamın koşullarının sağlanması için ALANLARDAYIZ!
OHAL komisyonunun lağvedilmesi, OHAL KHK’leri ve geçici 35. madde ile haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmesi için ALANLARDAYIZ!
Kadınların, yönetim ve karar mekanizmalarında eşit katılımını sağlayacak düzenlemelerin yapılması için ALANLARDAYIZ!
Bütçe hazırlanırken toplumsal cinsiyet eşitliğinin esas alınması için ALANLARDAYIZ!
HPV (rahim ağzı kanseri) aşısının ulaşılabilir ve ücretsiz olması talebiyle ALANLARDAYIZ!
Kadın hijyen ürünlerinin ücretsiz olması, istekleri halinde iki gün regl izni düzenlenmesi için ALANLARDAYIZ!”