Tacettin DURMUŞ
2 yılı aşkın süredir devam eden uygulamaya göre; bu taziye evinde vefat eden yakınlarının taziyelerini kabul eden vatandaşların cenaze yemeği vermesine müsaade edilmiyor.
Temel Yıldırım Camisi, Gülsüme Yıldırım Taziyeevi Mütevelli Heyetinin aldığı karar gereği taziyevi içerisine “Taziye 3 gündür. İslam Dininde yemek vermek yoktur. Lütfen taziye malzemelerinin istenmemesini rica ederiz.” şeklinde uyarı levası asılı halde duruyor. Ayrıca yine Mütevelli Heyeti tarafından Kars İl Müftülüğünün üzerinde; “Taziye süresi üç gündür. Taziyede teselli verilir, sabır dilekleri sunulur. Kuran-ı Kerim okunurken konuşulmaz. Taziye yerinde yemek verilmez ve taziye yeri temiz bir şekilde teslim edilir” yazılı tablo da bulunuyor.
Geçtiğimiz Perşembe günü vefat eden Keleş Durmuş’un eşi Yosma Durmuş’un vefatı nedeniyle ailesi tarafından taziye yeri olarak belirlenen Gülsüme Yıldırım Taziyeevinde yemek verilmesine izin verilmedi. Taziye verilmesi durunda taziye evinin terk edilmesi istendi. Durmuş ailesine taziye vermek isteyenler tarafından cenaze yemeğinin yasaklanmış olması taziye vermeğe gelen vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Ailenin yakınları da taziyeye gelen yakınlarına Mütevelli Heyetinin aldığı kararı anlatmak zorunda kaldı. Acılı aileye taziyelerini bildiren vatandaşlar, cenaze yemeği yasağının tüm taziye evlerinde de uygulanması temennisinde bulundu.
Öte yandan yıllardır geleneksel hale gelen ve maddi durumu iyi olmayan cenaze yakınlarını derinden etkileyen cenaze yemeği yasağı, Kars il genelinde çeşitli çevrelerde tartışılmaya devam ediyor. Cenaze yemeği veren veya vermeyen aileler olumlu veya olumsuz yönde etkilenirken, yemek vermeyen bazı aileler eziklik duyduğu gibi bazı çevreler tarafından da ayıplanıyor. Bazı bölgelerde ise cenaze yemekleri verilerek adeta gösteriş yapılıyor. Sonuçta varlıklı olmayan aileler varlarını yoklarını heba ederek cenaze yemeği vermek zorunda kalıyor. Neredeye her cenaze sahibi bir yandan acılar içerisinde yakınını defnederken, diğer yandan da yemekler hazırlayarak adeta ziyafet vermek zorunda kalıyor.
Din İşleri Yüksek Kurulundan yapılan bir açıklamaya göre ise cenaze evinde yemek yenmesinin caiz olmadığı belirtilerek, “Nedeni ise cenazede dağıtılan bu yemek helal değildir. ... Ölen kişinin mirasçıları fakir iseler veya aralarında ergenlik çağına erişmemiş çocuk var ise, geriye bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere verilmesi helal değildir.” Deniliyor.
2 yılı aşkın süredir devam eden uygulamaya göre; bu taziye evinde vefat eden yakınlarının taziyelerini kabul eden vatandaşların cenaze yemeği vermesine müsaade edilmiyor.
Temel Yıldırım Camisi, Gülsüme Yıldırım Taziyeevi Mütevelli Heyetinin aldığı karar gereği taziyevi içerisine “Taziye 3 gündür. İslam Dininde yemek vermek yoktur. Lütfen taziye malzemelerinin istenmemesini rica ederiz.” şeklinde uyarı levası asılı halde duruyor. Ayrıca yine Mütevelli Heyeti tarafından Kars İl Müftülüğünün üzerinde; “Taziye süresi üç gündür. Taziyede teselli verilir, sabır dilekleri sunulur. Kuran-ı Kerim okunurken konuşulmaz. Taziye yerinde yemek verilmez ve taziye yeri temiz bir şekilde teslim edilir” yazılı tablo da bulunuyor.
Geçtiğimiz Perşembe günü vefat eden Keleş Durmuş’un eşi Yosma Durmuş’un vefatı nedeniyle ailesi tarafından taziye yeri olarak belirlenen Gülsüme Yıldırım Taziyeevinde yemek verilmesine izin verilmedi. Taziye verilmesi durunda taziye evinin terk edilmesi istendi. Durmuş ailesine taziye vermek isteyenler tarafından cenaze yemeğinin yasaklanmış olması taziye vermeğe gelen vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Ailenin yakınları da taziyeye gelen yakınlarına Mütevelli Heyetinin aldığı kararı anlatmak zorunda kaldı. Acılı aileye taziyelerini bildiren vatandaşlar, cenaze yemeği yasağının tüm taziye evlerinde de uygulanması temennisinde bulundu.
Öte yandan yıllardır geleneksel hale gelen ve maddi durumu iyi olmayan cenaze yakınlarını derinden etkileyen cenaze yemeği yasağı, Kars il genelinde çeşitli çevrelerde tartışılmaya devam ediyor. Cenaze yemeği veren veya vermeyen aileler olumlu veya olumsuz yönde etkilenirken, yemek vermeyen bazı aileler eziklik duyduğu gibi bazı çevreler tarafından da ayıplanıyor. Bazı bölgelerde ise cenaze yemekleri verilerek adeta gösteriş yapılıyor. Sonuçta varlıklı olmayan aileler varlarını yoklarını heba ederek cenaze yemeği vermek zorunda kalıyor. Neredeye her cenaze sahibi bir yandan acılar içerisinde yakınını defnederken, diğer yandan da yemekler hazırlayarak adeta ziyafet vermek zorunda kalıyor.
Din İşleri Yüksek Kurulundan yapılan bir açıklamaya göre ise cenaze evinde yemek yenmesinin caiz olmadığı belirtilerek, “Nedeni ise cenazede dağıtılan bu yemek helal değildir. ... Ölen kişinin mirasçıları fakir iseler veya aralarında ergenlik çağına erişmemiş çocuk var ise, geriye bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere verilmesi helal değildir.” Deniliyor.