Tacettin DURMUŞ / KARS
Susuzlu gazeteci Deniz Zeyrek, Susuz Belediye Başkanlığınca uygulanan ve Hollanda Büyükelçiliği MATRA Programı tarafından desteklenen “Kız ve Erkek Çocuklar Susuz’da Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı” projesinin kapanış toplantısına katıldı.
Zeyrek toplantıda yaptığı konuşmada, bir ulusal gazetede bugün yayınlanan köşesine Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur tarafından hayata geçirilen Kız ve Erkek Çocuklar Susuz’da Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı” projesini taşıdığını söyledi.
Konuşmasında S.S. Susuz İlçesi Cilavuz Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de ortak olarak yer aldığı 1 yıl süren projenin kız ve erkek çocuklar ile kadınlar için son derece önemli olduğunu vurgulayan Zeyrek, emeği geçenlere teşekkür etti.
STANDART BELEDİYECİLİĞİN DIŞINA ÇIKMAK!
Kaleme aldığı köşe yazısında Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur’u tebrik ettiğini belirten Deniz Zeyrek, “Ben son köşe yazımı bu toplantı ile ilgili olarak kaleme aldım. Oğuz Başkanı da açıktan tebrik ettim. Ben normalde bağımsız bir gazeteci olarak her hangi bir siyasi partiye mensup belediye başkanlarını tebrik etmem. Biz belediyeciliği sadece yol su işlerini çözmüş, şehirde yaşayan insanların sorunları çözmüş bir kurum gibi görürüz. Hâlbuki yerel yönetimlerin çok büyük imkanları vardır. Bütün toplumsal hayatın kılcallarına ulaşabilirler. Yoksulluk kadar kadına yönelik şiddet de çocukların erken yaşta evlendirilmesi sorunu da, töre cinayetleri de, berdel meselesi de çok ciddi sorunlardır. Ve bu sorunlar bizim hayatımızın bir parçası olduğunda, bunlardan bir türlü kurtulamadık. Dolayısıyla Ben Oğuz Başkanı tebrik ettim. Şu nedenle tebrik ettim; çünkü Yantemur standart belediyeciliğin dışına çıktı.” Dedi.
TAŞRA’DA 14 YAŞINDAKİ BİR KIZ ÇOCUĞUNUN ZORLA EVLENDİRİLMESİ ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİKTİR
Taşra’da 14 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesinin öğrenilmiş bir çaresizlik olduğuna dikkat çeken Gazeteci Deniz Zeyrek “Büyük şehirlerde mutlu sorunlar konusunda farkındalık hep yüksektir. Yani avukatlar vardır, kadın hakları savunucuları vardır ve kadın örgütleri de vardır. Onların sesini ne kadar kısmaya çalışsalar da, onlar mücadeleleriyle seslerini duyurmayı çoğu zaman başarıyorlar. Ama Taşra’da bu mesele genellikle ‘kol kırılır yen içinde kalır’ tarzında işliyor. Taşra’da bu iş öğrenilmiş çaresizliğe dönüşmüş vaziyettedir. Yani kastettiğim şu; 14 yaşındaki bir kız çocuğu evlendirildiğinde bunu çaresizce kabul eder. Çünkü öğrendiği şey 14 yaşındaki kız çocukların evlenebileceğidir. Evlenmeyi çaresizce kabul eder. Öğrendiğini sorgulamadan kabul etmek durumunda kalırlar.
ORTAOKULU BİTİRDİKTEN SONRA 14 YAŞINDAKİ BİR KIZ ARKADAŞIMIZ ZORLA EVLENDİRİLDİ
Ben ortaokulu evimiz Susuz da olmasına rağmen yatılı okudum. Parasız yatılı sınavı kazandığım için okulda kalmak zorunda kaldık. Ortaokul 3 sınıfta bir kız arkadaşımız liseye devam etmedi. 30 kişilik sınıfımıza bir kişi geri dönmedi. Hepimiz O’nun ne olduğunu merak ettik. Başka dönmeyenler de vardı ama onların hemşirelik okulu kazanıp gittiğini biliyordum. Sınıfımızda büyük sessizlik vardı. Niye dönmedi, başına bir şey mi geldi vesaire. Yıllar sonra bu Facebook çıktıktan sonra yeniden lise arkadaşları ve birbirimizi görmeye başladığımız da, öğrendik ki ortaokulu bitirdiğinde 14-15 yaşında Erzurum'un bir köyüne çocuk gelin olarak verilmişti. O okula dönmeyince hiçbir öğretmenimiz buna itiraz etmedi ve hiç kimse bunu sorgulamadı. Yani öğrenilmiş bir çaresizlik gibi bunu herkes kabul etti. Liseyi bitirdikten ve ileriki zamanlarda 30 kişilik sınıftan hemen hemen herkes de okudu ve mühendis mimar ve Avukat, kaymakam, öğretmen vesaire olmuştu. Sadece o arkadaşımız okuyamamış ve çoluk çocuk sahibi olmuştu. Ve eşinden dayak yiyordu ve dayağa rağmen ayrılamıyordu. Okuyamadığı için, çalışmadığı ve kendi ayakları üzerinde duramadığı için, kendi başına karar veremediği için de ailesi boşanmasına da izin vermiyordu.
KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 93,5’E DÜŞTÜ
Bu tür çalışmaların en büyük önemi özellikle çok kız çocuklarının eğitim ile buluşmasının önünün açılmasıdır. 8 yıllık kesintisiz eğitim sırasında ilk 8 yıl mecburi olduğu için çocuklar okula gitmek ve örgün eğitime devam etmek zorunda kalırdı. Böylelikle kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 99'a çıkmıştı. Bugün bu oran yüzde 93,5’e düşmüş. Yani 100 çocuktan 5 tanesi artık 4’üncü sınıftan sonra okumayıp enlendirilmeğe başladı. Biz bundan kurtulmaya çalışıyoruz ama Medeni Kanuna ve çağımızın gereklerine göre hayatımıza geçirmeyi çalıştığımız bu düzen, maalesef geleneksel feodal yapının çağın çok gerisinde kalmış, mantıkla ve akılla izah edilemeyecek alışkanlıklarını sürdürme eğilimdeler. Burada medeni kanunun karşısına inançları, dini ritüelleri şunu bunu koymaya başlamışlar. Yani bir erkek 4 kadınla evlenebilir düşüncesi. Mesela artık çağımızda dillendirilmesi bile çok tuhaf olması gereken bir konu olması gerekirken maalesef hala hayatımızda var. Ankara'da var. Devleti yönetenlerin arasında var. Bundan kurtulmamız lazım. Bu tür çalışmalar ve bu tür eğitimlerle bir kadının, bir kız çocuğunun hayatına dokunsanız bile inanın bir kız çocuğunu öğrenilmiş çaresizlik girdabından alıp hayata katsanız değeri tartışılamaz. Bir çocuğu eğitim sürecine taşımak çok önemlidir. Bu tür programlar çok önemlidir. Yani bu program kapsamında 10 kişiyle mi konuştuk 100 kişiyle mi konuştuk, 81 milyonun içinde ne fark eder diye düşünmemek gerekir.”dedi.









