Tacettin DURMUŞ
Kars’ta yüzyıllardır kar yağdığında kesilen kazlar, artık iklim değişikliğinden dolayı pastırma sıcaklarında kesilmeğe başlandı.
Yörede yüzyıllardır süregelen kaz kesim geleneği imece usulü devam ederken, yaklaşık 9 ay boyunca bin bir emekle çayırlarda otlatılan ve beslenen kazlar, Anadolu’nun iklim değişikliğinin azizliğine uğraması nedeniyle Kasım ayında kesiliyor.
‘Kars’ denilince akla ilk olarak gelen Kar ve Kaz’ın geldiği yörede, en az 9 ay beslenen kazlar kar yağdığında kesilirdi. Kar yiyip metabolizmasını soğuğa göre ayarladıktan sonra kesilen kazlar, artık son yıllarda yaşanan iklim değişikliği nedeniyle kar yağmayınca sıcak havalarda kesilmeğe başlandı.
Kars ile genelinde olduğu gibi Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karakale Köyü'nde de artık kar yağmayınca köydeki kazlar bugünlerde pastırma yazı sıcaklığında kesiliyor.
Yüzyılardır olduğu gibi bu yılda aylarca beslenen kazlar erkekler tarafından kesildikten sonra kadınların hünerli ellerine bırakılıyor. Her gün bir evde toplanan kadınlar imece usulü ile kar yemenden kesilen kazları özenle temizliyor. Önce değerli tüylerinden arındırılan kazların iç organları ayrı ayrı çıkartılıyor. Temizlenip kurutulan ve tuzlanan kazlar önce asılarak güneşte kurutularak beklemeye alınıyor. Yaklaşık 15 ile 20 gün askıda kalan kazlar olgunlaştıktan sonra serin yerlerde veya derin dondurucularda kışın yenmek için saklanıyor. Tüyü, ciğeri, başı, ayağı ve kanatları ayrı ayrı değerlendirilen kazların büyük kısmı başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki çocuklara ve akrabalara ‘kaz payı’ olarak gönderiliyor.
KARAKALE KÖYÜNDE KAZ KESİMİ
Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karakale Köyünde yaşanan geleneksel kaz kesimi imece usulü ile Selahattin Hakverdi’nin evinde de gerçekleştirildi.
Selahattin Hakverdi tarafından kesilen kazlar, özenle temizlenerek kışın yenmek için hazırlandı. Kesilen kazlardan kaz payını büyük şehitlerde yaşayan çocuklara gönderdiklerini ve kazları özenle temizlediklerini söyleyen Güler Kemer: “Kazlarımızı 9 ay boyunca besledik. Şimdide kestik ve temizliyoruz. Bir gün bir komşuya bir gün bir komşuya böyle sırayla kesip temizliyoruz. Temizledikten sonra yıkıyoruz 2 gün 3 gün tuzda kalıyor. Ondan sonra da güneşe asıyoruz ve 2 – 3 tün gün vuruyor. İçeri alıyoruz bir daha dışarı alıyoruz. Bir hafta on gün dışarıda muhafaza ediyoruz. Ondan sonra da dolaplara koyuyoruz. Kaz payını da oğlumuza, kızımıza, kardeşimize ve hısım akrabamıza gönderiyoruz. Onlar İstanbul’da, oğlumun biri Bolu’da, 3’ü İstanbul’da, 3 kızım var İstanbul’da. Hepsine pay yapıyoruz. Kazın durumuna göre çok olursa çok az olursa da az gönderiyoruz. Yorulsakta emeğimizin karşılığını alıyoruz. Kendimiz de yiyoruz çoluk çocuğumuza da gönderiyoruz. Güzel ve zevkli bir şey.” Dedi.
Kaz temizliğinde Güler Kemer’ de yardımcı olan Yurdagül Deveci de; “Arkadaşlarla birlikte kesilen kazları bu yılda birlikte temizleyip tuzluyoruz. Her gün bir evde bir birimize yardımcı oluyoruz. Konu koşu imece usulüyle bu yardımlaşmayı yılardır sürdürüyoruz. Yorulmaya da değiyor. Yani rızkımız bu mecburuz. Çoluk çocuğumuz hepsi yiyor. Şimdi kesiyoruz, derin dondurucularda saklıyoruz ve yaz da kış da pişiyoruz. Bir sene devam ettiriyoruz. Kaz kesilene kadar devam ediyor. Misafirlerimize pişiriyoruz. Ciğeri, yağı, bağırsakları, taşlık ve boyunları her şeyleri yeniliyor. Tüylerini de yastık yapıyoruz. Eşe dosta da veriyoruz. Kanatlarını da süpürge olarak kullanıyoruz” dedi.







Kars’ta yüzyıllardır kar yağdığında kesilen kazlar, artık iklim değişikliğinden dolayı pastırma sıcaklarında kesilmeğe başlandı.
Yörede yüzyıllardır süregelen kaz kesim geleneği imece usulü devam ederken, yaklaşık 9 ay boyunca bin bir emekle çayırlarda otlatılan ve beslenen kazlar, Anadolu’nun iklim değişikliğinin azizliğine uğraması nedeniyle Kasım ayında kesiliyor.
‘Kars’ denilince akla ilk olarak gelen Kar ve Kaz’ın geldiği yörede, en az 9 ay beslenen kazlar kar yağdığında kesilirdi. Kar yiyip metabolizmasını soğuğa göre ayarladıktan sonra kesilen kazlar, artık son yıllarda yaşanan iklim değişikliği nedeniyle kar yağmayınca sıcak havalarda kesilmeğe başlandı.
Kars ile genelinde olduğu gibi Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karakale Köyü'nde de artık kar yağmayınca köydeki kazlar bugünlerde pastırma yazı sıcaklığında kesiliyor.
Yüzyılardır olduğu gibi bu yılda aylarca beslenen kazlar erkekler tarafından kesildikten sonra kadınların hünerli ellerine bırakılıyor. Her gün bir evde toplanan kadınlar imece usulü ile kar yemenden kesilen kazları özenle temizliyor. Önce değerli tüylerinden arındırılan kazların iç organları ayrı ayrı çıkartılıyor. Temizlenip kurutulan ve tuzlanan kazlar önce asılarak güneşte kurutularak beklemeye alınıyor. Yaklaşık 15 ile 20 gün askıda kalan kazlar olgunlaştıktan sonra serin yerlerde veya derin dondurucularda kışın yenmek için saklanıyor. Tüyü, ciğeri, başı, ayağı ve kanatları ayrı ayrı değerlendirilen kazların büyük kısmı başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki çocuklara ve akrabalara ‘kaz payı’ olarak gönderiliyor.
KARAKALE KÖYÜNDE KAZ KESİMİ
Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karakale Köyünde yaşanan geleneksel kaz kesimi imece usulü ile Selahattin Hakverdi’nin evinde de gerçekleştirildi.
Selahattin Hakverdi tarafından kesilen kazlar, özenle temizlenerek kışın yenmek için hazırlandı. Kesilen kazlardan kaz payını büyük şehitlerde yaşayan çocuklara gönderdiklerini ve kazları özenle temizlediklerini söyleyen Güler Kemer: “Kazlarımızı 9 ay boyunca besledik. Şimdide kestik ve temizliyoruz. Bir gün bir komşuya bir gün bir komşuya böyle sırayla kesip temizliyoruz. Temizledikten sonra yıkıyoruz 2 gün 3 gün tuzda kalıyor. Ondan sonra da güneşe asıyoruz ve 2 – 3 tün gün vuruyor. İçeri alıyoruz bir daha dışarı alıyoruz. Bir hafta on gün dışarıda muhafaza ediyoruz. Ondan sonra da dolaplara koyuyoruz. Kaz payını da oğlumuza, kızımıza, kardeşimize ve hısım akrabamıza gönderiyoruz. Onlar İstanbul’da, oğlumun biri Bolu’da, 3’ü İstanbul’da, 3 kızım var İstanbul’da. Hepsine pay yapıyoruz. Kazın durumuna göre çok olursa çok az olursa da az gönderiyoruz. Yorulsakta emeğimizin karşılığını alıyoruz. Kendimiz de yiyoruz çoluk çocuğumuza da gönderiyoruz. Güzel ve zevkli bir şey.” Dedi.
Kaz temizliğinde Güler Kemer’ de yardımcı olan Yurdagül Deveci de; “Arkadaşlarla birlikte kesilen kazları bu yılda birlikte temizleyip tuzluyoruz. Her gün bir evde bir birimize yardımcı oluyoruz. Konu koşu imece usulüyle bu yardımlaşmayı yılardır sürdürüyoruz. Yorulmaya da değiyor. Yani rızkımız bu mecburuz. Çoluk çocuğumuz hepsi yiyor. Şimdi kesiyoruz, derin dondurucularda saklıyoruz ve yaz da kış da pişiyoruz. Bir sene devam ettiriyoruz. Kaz kesilene kadar devam ediyor. Misafirlerimize pişiriyoruz. Ciğeri, yağı, bağırsakları, taşlık ve boyunları her şeyleri yeniliyor. Tüylerini de yastık yapıyoruz. Eşe dosta da veriyoruz. Kanatlarını da süpürge olarak kullanıyoruz” dedi.






