23’üncü Dönem Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven, “Dünyanın en istikrarsız ülkelerinin çoğunluğu, İslam ülkelerinden oluşuyor. Hemen hemen hepsi dünyanın en bereketli toprakları üzerinde yer almasına rağmen, Allah'ın (cc) Müslümanlara bahşettiği bu nimetleri Müslüman halklar değil, bir avuç kral, şeyh veya diktatörlerle birlikte, emperyalistler yiyor. Geriye kalanlar ise dünyanın en cahil, en fakir, en zavallı insanlarından oluşuyor.”
Emperyalistler ve krallar, emirler Müslümanların petrolünü, doğal gazını, kıymetli madenlerini yerken, halkın sofrasına da kin, nefret, ırkçılık, mezhepçilik gibi şeytani pisliklerini sunuyorlar...
Artık emperyalizm, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeleri işgal etmeden önce, o ülkede halkı ülkenin çözümlenmemiş kronik sorunları üzerinden iç savaşlara sürüklüyor. Ülke kan gölüne dönüyor, bölünüyor ve emperyalistler daha sonra NATO veya Rusya, Çin adına sözde barışı getireceğiz diye, o ülkeyi işgal ediyorlar... Barış adına, ülkenin toprak bütünlüğü adına, asker gönderdikleri ülkeyi oturup kendi aralarında paylaşmış oluyorlar...
Müslüman ülkelerdeki halkın cehaleti, fakirliği emperyalizmin bu tuzaklarına çanak tutmuş oluyor.. Anında dolduruşlara gelebiliyorlar.
Neticede ülkeleri parçalanıyor, yüz binlerce insan öldürülüyor, göçmen durumuna düşüyor, zavallı insanlar Boko Haram, IŞİD, El Kaide gibi emperyalizmin güdümündeki örgütlerin zulmü altında inim inim inliyorlar... Köle pazarında İslami bir uygulamaymış gibi kadınlar pazarlanıyor ve dünya kamuoyu İslama nefretle bakmış oluyor.... Afganistan'da İslamiyet adına sürdürülen kadın haklarına bakış açısı, dünya kamuoyunda tepki doğuruyor.... Yapılan uygulamaların, İslamın kadına bakış açısıyla çakışan hiçbir ortak noktası yoktur... Tüm bu uygulamalar İslami olmamakla birlikte, aynı zamanda emperyalizmin o ülkede kriz yaratmada ki en önemli nedenlerinden biri haline gelebilir. Zaten yoksulluk ve cehaleti bir arada yaşayan ülkelerde insanlar, her an patlamaya hazır bomba gibidirler...Unutmayalım ki Arap Baharı denilen vahşetin başlangıcı Tunus'ta Muhammed Buazizi isimli pazarcının kendisini yakmasıyla başladı...Öncelikle Tunus'tan başlayan bu isyan hareketi, zamanla bütün Arap dünyasını sardı...İşte Libya ve Suriye'nin hali...
Şimdilerde ABD ve İsrail, Ortadoğu ve Basra'da ki çıkarları için İran'da başörtüsü üzerinden bir kriz yaratmak istemektedirler...
Mahsa Amini isimli bir kadının başörtüsü gerekçesi ile ölümü,
İran'da emperyalizm tarafından krize dönüştürülmeye çalışılıyor.
İran kendini İslam Cumhuriyeti olarak ilan etmiş olabilir. Ancak İran'daki uygulamalar İslami değildir... İran'da Mollalar diktatörlüğü vardır... İslam lle diktatörlük bağdaşmaz... İran, dünyadaki şii Müslümanlar üzerinden bölgede yayılmaya çalışan emperyalist bir devlettir.. Kendi çıkarları için Müslüman Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ın yanında yer almıştır... Ancak başörtüsü üzerinden yaratılmak istenen kaosun arkasında ABD ve İsrail vardır....
ABD' nin bölgede yayılması dünya açısından çok daha vahimdir...
İran'da yaratılacak bir krizi dünyanın bu hali kaldıracak durumda değildir... İran'daki ayaklanmalara kadın hakları açısından önce emperyalizmin yayılmacılığı açısından bakılması gerektiğini düşünüyorum Aynı şekilde Çin'in Uygur Türklerine yaptığı uygulamalar var.. Bu uygulamalarla bir millet ve İslam dini yok edilmeye çalışılıyor... İnsanlar toplama kamplarında işkenceye tabii tutuluyorlar... Zorla kadınların başı açılıyor... Sıra Doğu Türkistan'a gelince, özellikle Müslüman ve dünya kamuoyu bu konuda sessiz..Gavurların sesi Müslümanlardan fazla çıkıyor... Allah (cc), ahirette bu zulme seyirci kalan bütün Müslümanlardan ve insanlıktan bu zulme seyirci kaldıkları için hesap soracaktır..
Emperyalistler ve krallar, emirler Müslümanların petrolünü, doğal gazını, kıymetli madenlerini yerken, halkın sofrasına da kin, nefret, ırkçılık, mezhepçilik gibi şeytani pisliklerini sunuyorlar...
Artık emperyalizm, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeleri işgal etmeden önce, o ülkede halkı ülkenin çözümlenmemiş kronik sorunları üzerinden iç savaşlara sürüklüyor. Ülke kan gölüne dönüyor, bölünüyor ve emperyalistler daha sonra NATO veya Rusya, Çin adına sözde barışı getireceğiz diye, o ülkeyi işgal ediyorlar... Barış adına, ülkenin toprak bütünlüğü adına, asker gönderdikleri ülkeyi oturup kendi aralarında paylaşmış oluyorlar...
Müslüman ülkelerdeki halkın cehaleti, fakirliği emperyalizmin bu tuzaklarına çanak tutmuş oluyor.. Anında dolduruşlara gelebiliyorlar.
Neticede ülkeleri parçalanıyor, yüz binlerce insan öldürülüyor, göçmen durumuna düşüyor, zavallı insanlar Boko Haram, IŞİD, El Kaide gibi emperyalizmin güdümündeki örgütlerin zulmü altında inim inim inliyorlar... Köle pazarında İslami bir uygulamaymış gibi kadınlar pazarlanıyor ve dünya kamuoyu İslama nefretle bakmış oluyor.... Afganistan'da İslamiyet adına sürdürülen kadın haklarına bakış açısı, dünya kamuoyunda tepki doğuruyor.... Yapılan uygulamaların, İslamın kadına bakış açısıyla çakışan hiçbir ortak noktası yoktur... Tüm bu uygulamalar İslami olmamakla birlikte, aynı zamanda emperyalizmin o ülkede kriz yaratmada ki en önemli nedenlerinden biri haline gelebilir. Zaten yoksulluk ve cehaleti bir arada yaşayan ülkelerde insanlar, her an patlamaya hazır bomba gibidirler...Unutmayalım ki Arap Baharı denilen vahşetin başlangıcı Tunus'ta Muhammed Buazizi isimli pazarcının kendisini yakmasıyla başladı...Öncelikle Tunus'tan başlayan bu isyan hareketi, zamanla bütün Arap dünyasını sardı...İşte Libya ve Suriye'nin hali...
Şimdilerde ABD ve İsrail, Ortadoğu ve Basra'da ki çıkarları için İran'da başörtüsü üzerinden bir kriz yaratmak istemektedirler...
Mahsa Amini isimli bir kadının başörtüsü gerekçesi ile ölümü,
İran'da emperyalizm tarafından krize dönüştürülmeye çalışılıyor.
İran kendini İslam Cumhuriyeti olarak ilan etmiş olabilir. Ancak İran'daki uygulamalar İslami değildir... İran'da Mollalar diktatörlüğü vardır... İslam lle diktatörlük bağdaşmaz... İran, dünyadaki şii Müslümanlar üzerinden bölgede yayılmaya çalışan emperyalist bir devlettir.. Kendi çıkarları için Müslüman Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ın yanında yer almıştır... Ancak başörtüsü üzerinden yaratılmak istenen kaosun arkasında ABD ve İsrail vardır....
ABD' nin bölgede yayılması dünya açısından çok daha vahimdir...
İran'da yaratılacak bir krizi dünyanın bu hali kaldıracak durumda değildir... İran'daki ayaklanmalara kadın hakları açısından önce emperyalizmin yayılmacılığı açısından bakılması gerektiğini düşünüyorum Aynı şekilde Çin'in Uygur Türklerine yaptığı uygulamalar var.. Bu uygulamalarla bir millet ve İslam dini yok edilmeye çalışılıyor... İnsanlar toplama kamplarında işkenceye tabii tutuluyorlar... Zorla kadınların başı açılıyor... Sıra Doğu Türkistan'a gelince, özellikle Müslüman ve dünya kamuoyu bu konuda sessiz..Gavurların sesi Müslümanlardan fazla çıkıyor... Allah (cc), ahirette bu zulme seyirci kalan bütün Müslümanlardan ve insanlıktan bu zulme seyirci kaldıkları için hesap soracaktır..